Şükür: Hayatın Değerini Bilmek

0
948

Arkadaşlar yeniden -üçüncü kez- merhaba. Nasılsınız? Biraz daha ayrıntılı sorarsak, nasıl hissediyorsunuz kendinizi şu anda? Kızgın? Dingin? Sıkıntılı? Mutlu? Şükran dolu? Bomboş? Hissiz? Gururlu? Hı? Tam olarak nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Bu gerçekten…

 

 

 

 

Yazar : Onur Sar­gýn
sarginonur@hotmail.com

“Bir insanın hayatında iki büyük gün vardır, doğduğu gün ve neden doğduğunu keşfettiği gün.”
William Barclay

Arkadaşlar yeniden -üçüncü kez- merhaba. Nasılsınız? Biraz daha ayrıntılı sorarsak, nasıl hissediyorsunuz kendinizi şu anda? Kızgın? Dingin? Sıkıntılı? Mutlu? Şükran dolu? Bomboş? Hissiz? Gururlu? Hı? Tam olarak nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Bu gerçekten önemli, şu anda kendini nasıl hissettiğini tanımlayabilmek ve tanımlamak ö-nem-li. İnsana şifa verecek kadar önemli.
2 ay geçti gitti, zaman akıyor. Biz akıyoruz. Zorunlu olarak gelişim yönüne. Sıkıntıyla ya da huzurla, ama muhakkak gelişim yönüne. Kendini daha iyi tanımaya çalışanlar ve kendiyle yüzleşmek istemeyenler gibi iki grup insandan bahsedebiliriz belki ama, yine de yön daima gelişim yönüne. İşte bu, hayatın itici gücü. Benim en çok şükrettiğim şeylerden biri, hayatın itici gücü.
E neler yaptım bunca zaman gelişim yönünde? Elbette yeni kitaplar okudum, yeni şeyler düşündüm, yeni hayaller kurdum, yeni uygulamalar yaptım, rutinime devam ettim, sıkıntı hissettim, mutluluktan uçtum, korktum, kızdım, kendimi tıkanmış hissetim, acizlik, zavallılık hislerini tattım, kendimi cesur hissettim… Yani hepimiz gibi bir sürü çeşit çeşit şey. Bir sürü deneyim.
Siz neler yaptınız? Sen neler yaptın? Şükrettin mi? Sedona yöntemini öğrendin mi? Kendini ve başkalarını takdir ettin mi? Kendimi takdir ediyorum çünkü…yle başlayan kaç cümle kurdun? Hazır takdir etme konusu açılmışken hemen söyleyeyim, ilk atölye çalışmamı (workshop) yapmış bulunmaktayım. Yani yöneticiliğini benim yaptığım ilk atölye çalışması. Psikolojik danışman bir arkadaşlımla beraber yönettiğimiz “Lisa’nın öyküsü – Kendini ve Başkalarını Takdir Etme” başlıklı atölye çalışmamızı 14 görme engelli arkadaşla, gönüllü olarak yaptık. Güzel geribildirimler aldık. Çok mutlu olduğum, hoş, haz dolu bir deneyimdi.
Benden şimdilik bu kadar olsun. Okumam gereken tıp konuları, çözmem gereken sorular beni bekler. E şunun şurasında TUS’a ne kaldı? Psikiyatr olmama ne kaldı? Numunelik bir psikiyatr olmama ne kaldı? Psikoterapist kimliğimin psikiyatr kimliğimi eritmesine ne kaldı?  Hayat seni çooook seviyorum.
Şükrediyorum
Bilgisayarımın varlığı için şükrediyorum. Bilgisayarın tuşlarına basabilen parmaklarım için şükrediyorum.
Sağlıklı bir zihnim olduğu için şükrediyorum.
Gözlerimin varlığı için şükrediyorum.
Omuzlarımın varlığı için şükrediyorum.
Bedenimin varlığı için şükrediyorum.
Saçlarımın varlığı için şükrediyorum.
Ayaklarımın, dizlerimin varlığı için şükrediyorum.
Sırtımın varlığı için şükrediyorum.
Şükretmeyi bildiğim için şükrediyorum.
Kendimi şükretmeye, şükran duygusuna yönlendirdiğim için şükrediyorum.
Hayatın bana sunduğu para için şükrediyorum.
Arkadaşlarımın varlığı için şükrediyorum. Kitapların varlığı için şükrediyorum. Suyun varlığı için şükrediyorum.
Hayatımı her gün biraz daha zenginleştirmeye yönelik attığım adımlar için şükrediyorum. Varlığım için, bu hayatı deneyimlediğim için şükrediyorum.
Şükretmenin önemini bildiğim için şükrediyorum. Hayatın bana sunduğu her şeyin değerini bilmeye niyetlendiğim için şükrediyorum.
Okuduğum okulun değerini biliyorum, bunun için şükrediyorum.
Batı tıbbıyla barıştım, bunun için şükrediyorum.
İnsana daha derin bir şekilde yaklaştığım için şükrediyorum.

Soru
Sana verilen bir hediyenin sırf kutusunu beğenmedin diye, içini açmaz mısın?

Paylaşım
Kendinle ilgili bir şeyi, biriyle paylaşırken 2 yaklaşım vardır:
 1) Yaptığımdan/yaşadığımdan suçluluk duyuyorum ve/veya utanıyorum. Ve feci sıkıntı veriyor bana. Acil birine anlatmam gerekiyor. Ve böylece yaşadığım sıkıntıdan kurtulmak istiyorum. Acizim, zavallıyım. Umuyorum ki o kişi bana şefkat gösterir. Buna muhtacım.
 2) Kendimle barışığım, huzurluyum, keyifliyim. Tam şu anda bu yaptığım/yaşadığım şeyle ilgili bir konu açıldı. Ya da bana bir soru soruldu. Ben de paylaşmayı uygun buldum. O kişinin anlattığım bu şeyle ilgili yorumu beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Ben kendime sevgi ve kabul veriyorum. Sadece paylaşmayı uygun gördüm. Keyifle paylaştım.
 Bir nolu yaklaşım içinde kendinizi bulursanız, bağımlı olduğunuzun farkına varın ve kendi üzerinizde çalışın. Kendinizi huzurlu ve keyifli hissetmek için başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünün hiçbir önemi olmadığını fark edin.
 Sizin kendinizi nasıl hissettiğinizi, başkalarının değil, sizin kendi hakkınızdaki düşünceleriniz belirler. Kendiniz hakkında olumlu düşünün. Kendinizi iyi hissedin. "Bilse ne der," düşüncesi yerine "Kendimle barışığım," "Kendimi her halime kabul ediyorum," düşüncelerini düşünmeyi seçebilirsiniz. Aksi halde, başkaları sizin için olumlu düşünceler de beslese, siz kendi hakkınızda olumlu düşünceler düşünmezseniz kendinizi iyi hissedemezsiniz.
6 milyar kişi de sizinle ilgili olumlu düşünceler düşünse, siz olumsuz düşünüyorsanız eğer, kendiniz hakkında, kendinizi kötü hissedersiniz.
 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız