Etrafımız mutsuz insanlarla dolu. Suratlar asık, canlar sıkkın, moraller bozuk… Bu geçim ya da geçimsizlik elbette ki toplumun en önemli kurumu olan aileyi de etkiliyor. Oysa ki herkes mutlu bir yaşam arzuluyor. Modern çağın getirdiği yenilikler hayatlarımızı daha da güzelleştirsin istiyoruz. Ve en önemlisi artık, hayatımızda problem istemiyoruz.
Birbirlerinin ruh dünyalarına girip hoşlandıkları ya da hoşlanmadıkları yanlarını keşfeden eşler, eğer bu istikamette yol almayı başarabilirlerse aile hayatlarını cennete çevirebilirler. Bir ferdin aile hayatı düzenli ise dış dünyayla kurduğu ilişkiler de o denli düzenli ve başarılı olur.
MAHMUT AÇIL
mahmutacil@hotmail.com
Etrafımız mutsuz insanlarla dolu. Suratlar asık, canlar sıkkın, moraller bozuk… Bu geçim ya da geçimsizlik elbette ki toplumun en önemli kurumu olan aileyi de etkiliyor. Oysa ki herkes mutlu bir yaşam arzuluyor. Modern çağın getirdiği yenilikler hayatlarımızı daha da güzelleştirsin istiyoruz. Ve en önemlisi artık, hayatımızda problem istemiyoruz.
Birbirlerinin ruh dünyalarına girip hoşlandıkları ya da hoşlanmadıkları yanlarını keşfeden eşler, eğer bu istikamette yol almayı başarabilirlerse aile hayatlarını cennete çevirebilirler. Bir ferdin aile hayatı düzenli ise dış dünyayla kurduğu ilişkiler de o denli düzenli ve başarılı olur.
Bu düzeni sağlamak için birbirinizi çok iyi tanımalı ve tahlil etmelisiniz. Biraz espri ile karışık da olsa evli bir kadının psikolojisini akademik olmayan ama sohbet havasında, hafif tebessüm ettiren bir yazıyla, Dr. Ahmet Yaman’ın da bu konuda yazılmış bir makalesinden yararlanarak paylaşmak istiyorum sizlerle.
Kadınların Anayasası
Nasıl ki her ülkenin bir anayasası var, her insanın, özellikle de kadınların bir anayasası vardır. Kadın psikolojisinin anayasası hazırlanırken kullanılan mürekkep; ilgi, sevgi, tebrik, teşekkür ve iltifat sözcüklerinin karışımından yapılmıştır.
Evli kadının anayasasının değişmez maddelerinden biri, belki de ilki kıskançlıktır. Ve evli kadınlar zekalarının büyük bir bölümünü kıskançlık senaryoları kurmak için kullanırlar. Bu senaryolar çoğu kez bilim kurgu filmlerine taş çıkaracak derecede gerçek dışıdır.
Dinlemek gerçekten çok büyük bir sanattır. Evli bir kadınla konuşmanın incelikleri vardır. Konudan konuya atlamamak, onu dikkatle dinlemek, tatlı bir üslupla incitmeden konuşmak gerekir. Evli bir kadının her söylediğini anlamayabilirsiniz. Siz onun içini dökmesine, rahatlamasına imkan tanıyın, yeter. Ne demişler: “Kadınları sadece okuyun, anlamaya çalışmayın; çünkü bir kadın anlaşılması en zor kitaptır.”
Hassasiyet çok önemlidir. İncelik, nezaket ve letafet… Beyler, üzerinde durmanız gereken en önemli nokta budur. Özellikle de eşiniz anne olduktan sonra! Babanın yüreğinin sızladığı yerde, annelerin yüreği parçalanır. Bir kadın anne olduktan sonra maddi ve manevi hassasiyeti nereden baksanız on katına yükselir.
İşten evine dönen eşinin güzel bir sözü, minik bir hediyesi evli bir kadının yüzünü güldürmeye yeter. Erkekler ev ya da mutfak işlerinden anlamayabilirler. Ama bu, tüm görevleri kadının üzerine yüklemenin bir gerekçesi olamaz. Ufak tefek işlerde onunla işbirliği yapmak, çocukların bakımında ona destek olmak, sık sık bir ihtiyacı olup olmadığını sormak bile bir kadına duygusal yönden büyük destek sağlar.
Evli Kadın Eşine Bir Günde Dört Mevsim Yaşatır
Doğu Karadeniz’e gittiniz mi hiç? Bu bölgenin pek çok özelliği ve güzelliği vardır ama ben konumuzla ilgili olanına değinmek istiyorum. Orada bir günde dört mevsimi birden yaşadığınız anlar olur. Sabah evinizden sonbahar havasıyla, elinize şemsiyenizi alır çıkarsınız; ama öğlen baharı ve yazı, akşama da kışı yaşar, eve öyle dönersiniz. Orada yaşamak hem zevkli ve renklidir; hem de büyük beceri ister.
İşte buradan yola çıkarak şunu da söylememe müsaade edin: Bir kadın evlendikten sonra Doğu Karadeniz gibi olur. Evlendikten sonra, eşine bir günde dört mevsimi birden yaşatabilme özelliğini kazanır. Evli kadınların bu müthiş yeteneğine hayran olamamak elde değildir. “Erkeğe düşen ne hocam burada, ne yapacağız biz şimdi?” diye heyecanla bir açıklama beklediğinizi biliyorum beyler. Size düşen de, büyük bir sabır ve sükunetle, dört mevsimi de ilk bahar havasına büründürüp mutlu olmaktır.
Dr. Ahmet Yaman’ın makalesinde yazdığı şu söze bayıldım: “Evli kadın, her zaman gözlerini dört açar, âma(kör) rolü yaparak evliliği yürütmek erkeğin görevidir. En ideal evlilik, kör bir kocayla sağır bir kadının evliliğidir. Ve en önemli madde: Evli bir kadın evlendikten sonra en fazla üç yıl içinde kocasına ‘Seninle de olmuyor, sensiz de olmuyor!’ itirafında bulundurmayı mutlaka başarır.”
Mutluluğu yakalayanlar birbirlerinin psikolojisini çözen çiftlerdir. Hiç vakit kaybetmeyin! Yukarıdaki maddeleri dikkatlice okuduysanız çözüm önerilerini hemen uygulamaya başlayın. Göreceksiniz, hayatınızın her anı bir ilkbahar havasına bürünecek.
Hayırlı baharlar…