SAMİ ÖZEY
31.12.2014
HELAL HARAM VER ALLAHIM, SENİN KULUN YER ALLAHIM!..
Orta yaşlı bir kadın, televizyonda konuşuyor..
Arka profilde ilaç kutuları olduğuna göre, ya doktor, ya da eczacı..
Üstüne basarak izah ediyor;
“Yılbaşı gecesi midenizi abur cuburla doldurmayın.. Aman haaa, yiyeceğiniz yemekler, tüketeceğiniz içkiyle ters düşmesin!..”
Vay hanımefendi vay!..
Ne kadar da yararlı bir reçete(!) sunuyor..
Yiyin, için!..
Ama nasıl?.
İçki ve yemek birbirine yakışsın!.. Birbiriyle örtüşsün!.
Bu sözleri sözüm ona okumuş yazmış bir kadın söylüyor..
Üstelik görüntüsü de son derece çağdaş..
Ne denir bu kadına şimdi?..
Arşivimizde anlayacağı lisan var ama, hadi ya sabır!..
Kıymetli dostlarım;
Akıllı uslu ağızlar yıllar yılı alkolün insanlık düşmanı olduğunu söylerler.. Ancak birisi çıkıp; “bu memlekette insan sağlığı için içki yasaklansın” dese, kıyamet kopar..
Birileri hemen lâiklik ve çağdaşlık maskesini takar ve “irtica geliyor” diye feryada başlar.. Yetmez, alkolden suratları yamulmuş bir grup zil zurna tip, gider Kız Kulesi’nin karşısında rakıya şaraba ağıt yakar!,.
Bunları yakın geçmişte gördük, bugün de ayni şeyleri görebiliriz.. Halbuki içki, dinen yasak olduğu gibi tıbben de zararlı.. Ateist bir doktor bile içkinin kötülüğünü kabul ediyor..
Bundan birkaç yıl öncesine kadar yılbaşı gecesinde içkiyi fazla içip küfelik olan sarhoş taifesine, “alo yardım hattı” adı altında “eve taşıma hizmeti” verilirdi..
Amaç; “insanlar istedikleri kadar içip kafayı bulsunlar, yeter ki arabalarına binip kaza yapmasınlar, arasınlar, onları biz taşırız..” idi..
Şu mantığa bakın!..
Bereket versin, şimdi bu hokkabazlık kaldırıldı..
İsterseniz, yılbaşına saatler kala, piyango hakkında da biraz konuşalım..
Bu yıl da sayın halkımız piyango bayilerine akın ediyor..
Piyango kuyruğundaki insanlara bakıyorum; çaresizlikle uyanıklık karışımı bir fotoğraf veriyorlar..
Adam kameralara dönüyor, Kars’tan otobüse binip piyango bileti almak için İstanbul’a geldiğini iftiharla söylüyor..
Bir başka misâl;
Adam hacı.. Yaşı da oldukça fazla.. Lâkin aklı fikri akçalı işlerde.. “Parayı kaparım” umuduyla, koşuyor piyango gişesine, üstelik bir karış da sakalıyla!..
Yine bir başka piyango kuyruğu..
Genci, yaşlısı, açığı, kapalısı, köylüsü, şehirlisi, rüküşü, kokanası, yağmur, hatta kar altında..
“Belki bana da çıkar” ümidiyle hem üşüyor, hem ıslanıyor!..
Başı sıkı sıkıya bağlı teyzenin biri; “ah be evlâdım, piyango bana bir çıksa, inanın ki fakirleri giydireceğim, evsize ev alacağım” diyor ve ardından da ekliyor; Hacca’da gideceğim!..
Ne diyelim şimdi buna?..
Şöyle diyelim;
“Allah sana Hac’dan önce şuur nasip etsin be teyze!.. Piyango parasıyla Hacca gidilemeyeceğini şu yaşa kadar nasıl öğrenmedin?..”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, daha yakın geçmişte başını piyangonun çektiği, toto, sayısal loto, iddaa, gibi oyunlar hakkında görüş bildirmişti..
Bu işler hakkında ülkemiz Diyanetinin başındaki isim Mehmet Görmez Hoca bakın neler söylemişti;
“Aşırı tüketim kültürlerinin insanların önüne koyduğu en büyük yanlışlardan bir tanesi, emek sarf etmeden, hiçbir çaba göstermeden, zengin olma duygu ve düşüncesidir.. Bu duygu ve düşünceye hitap etmek için de tüm toplumlarda yeni sektörler oluşmuştur.. Eskiden, kumar bu sektörün en kadim argümanlarından bir tanesiydi.. Ama modern zamanlarda, piyangolar, lotolar, totolarla, insanoğlunun bu yanlış düşüncesini karşılamak için bir takım müesseseler kuruldu.. Bunların hiçbirinin herhangi bir inanç sisteminde ve emeği kutsal sayan ahlâk sistemlerinde, kabul görmesi mümkün değildir.. Bunların adına da olsa olsa ‘modern kumar’ denir”..
Evet, bunları ve bunlara yakın mealdeki sözleri söyleyen sadece Prof. Görmez değil elbette.. Aklı başında olan her kişi bu gerçeklere parmak basıyor..
Ama bu kumar oyunlarından ne hikmetse çok kişi vazgeçmiyor..
Para hırsı, kestirmeden köşe dönmek arzusu, maalesef tam gaz devam ediyor!..
Değerli dostlar;
İnsanlar misâllerden de hiç hisse almıyorlar.. Piyango kime çıkmış da yaramış?.
Hepsi marmara çırası gibi yanmış!.. Kimi yuvasını dağıtmış, kimi anasını, babasını, terk etmiş, kimi büyük para sahibiyken ayakkabı boyacılığına kadar düşmüş, kimi de paradan ötürü tonla düşman kazanmış ve sokak köşelerinde tek başına ölmüş!..
Uzun lafın kısası; haydan gelen para huya gitmiş.. Ve bir elin gördüğünü öteki el görememiş.. Çünkü; göz var!..
Gelelim devletin tutumuna..
Devlet de yıllar yılı insanlarımızın doğruyu yakalaması noktasında bir gayret sarf etmemiş.. Canlı dönen para, devletin iştahını daha da arttırmış.. Hepsinden kötüsü; piyangonun önüne konan “MİLLİ” kelimesi dahi benimsemiş.. Böylece de devlet vatandaşını kumara teşvik etmiş..
Milli Piyango İdaresi’nin sitesine girin, bakın nasıl abuk sabuk bir uyarıyla(!) karşılaşacaksınız;
Milli piyango idaresine ait, milli piyango, hemen kazan, şans topu, on numara, sayısal loto, süper loto oyunlarının 18 yaş altındaki kişilerin oynaması yasaktır..
Neden yasak?.. Demekki zararlı..
Peki, 18 yaş altındakilere zararlı da 18,5 yaş ve daha üstündekilere nedir kastınız?..
Komedinin komedisi.. Hatta daha da öte, duble trajedi..
Velhasıl-ı kelam;
Kumarın Milli’si olmaz!..
Kaldırırsınız “Milli” kelimesini, ardından da yılan hikayesine dönen özelleştirmeyi bir an önce yaparsınız..
Hiç değilse vatandaşı devlet olarak kumara teşvik etmezsiniz!.. Kısmen de olsa vebalden kurtulursunuz..
Sonra da kim ne isterse onu yapar!..
İsteyen, piyango kuyruğunda sabahlar!..
Diyeceğim bu kadar..
Vesselâm!..