Çocuklarda “Donup Kalma”

0
1326

Olaylar karşısında donup kalan çocuk bilinçaltına bunu depolar. Bir süre sonra her olay karşısında farkında olmadan sürekli donup kalmaya başlar. Bir şeyler yapamayacağını hissetmeye başlar. Kendini korumaya alamadığını hissettiği için de psikolojisi bozulur…

 

 

 

 

Aşkım KAPIŞMAK

Olaylar karşısında donup kalan çocuk bilinçaltına bunu depolar. Bir süre sonra her olay karşısında farkında olmadan sürekli donup kalmaya başlar. Bir şeyler yapamayacağını hissetmeye başlar. Kendini korumaya alamadığını hissettiği için de psikolojisi bozulur.

Aklımızın iki bölümü vardır. Bilinç ve bilinçaltı. Bilinçli halimizi akıl yürüten, neden arayan, nedenleri soran bölümdür. Bizi hayvanlardan ayıran bölümdür. Hayvanlarda bilinçli hal yoktur sadece bilinçaltı vardır. Acıktıklarında yemek arar, tehlike anında kaçar ya da savaşır. Her şey otomatikleşmiş boyuttadır. Düşünmeden yaşarlar. Her şey korunmaya yöneliktir.
İnsanlarda en önemli süreç bilinçli halin var olmasıdır. İnsanlardaki bilinçaltı daha gelişmiştir. Bilinçaltının temel amacı korunmaktır. Çocukların bilinçaltı genetik olarak korunmaya muhtaç bir şekilde doğar. Bana birileri bakmalı diye bir kodları vardır. Doğduğu anda deposu boş olduğu için öğrendiği her şeyi bilinçaltına kodlar. Ben birilerine muhtacım kendi başıma yaşayamam, der doğduğu andan itibaren. Bilinçaltımız ne öğreneceğini bilmez. Şunu öğreneyim bunu öğrenmeyeyim demeden her şeyi kodlar bilinçaltına.
İnsan beyninin korunma mekanizması 3 tanedir. Birincisi korku; savaş esnasında kaçmaya yarar, amaç kendini korumaya almaktır. İkincisi öfkedir; korktuğu anda öfke duygusu gelirse savaşmamızı sağlar. Yani olaylar karşısında ya savaşırsın ya da kaçmayı seçersin, her ikisinde de kendini korumaya alma dürtüsü vardır.
Diyelim ki korku ve öfke işe yaramadı. Bunların işe yaramaması halinde donup kalırsınız. En tehlikeli süreçtir. Olaylar karşısında donup kalan çocuk bilinçaltına bunu depolar. Bir süre sonra her olay karşısında farkında olmadan sürekli donup kalmaya başlar. Bir şeyler yapamayacağını hissetmeye başlar. Kendini korumaya alamadığını hissettiği için de psikolojisi bozulur.
Çoğu anne baba çocuklarının gözü önünde hiç aldırış etmeden kavga ederler. Ya da yatak odalarında kavga ederler çocuk görmesin diye. Eğer yüksek sesle yatak odanızda kavga ediyorsanız çocuğunuz kendi odasında da donup kalabilir. Kavga sesinizi duyduğu anda olduğu yerde siner ve kaygılar yaşamaya başlar. Bir süre sonra yaşayacağı her olayda aynı tepkileri verecektir. Okula başladığında arkadaşlarıyla problemler yaşadığında kendini savunamaz hakkını arayamaz hale gelir. Anne ve babalar da sürekli: -neden sen de ona şunu demedin, neden hakkını aramıyorsun- demeye başlarlar. İstediğiniz kadar bilinçli halinizle bu şekildeki çocuğunuza önerilerde bulunun bunun hiçbir faydası olmaz. İleriki yaşlarda panik atak, kaygı bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıkların temelinde donup kalma yatar. Zaten sonraki yaşlarında nedenini bilmeden sürekli aynı tepkileri veriyor olacaktır. Bundan kurtulmak istedikçe içine batacaktır.
Bunun nedeni bilinçli halimizle bilinçaltımız arasında doğru bir iletişim olmamasıdır. Kendi kendimize: -artık şunu yapacağım, bunları hissetmeyeceğim- demek bilinçaltına faydalı olmaz.
Çocuklarınızın duygu durumları çok önemlidir. Olaylar karşısında yaşadıkları duyguları bilmeniz gerekir. Genelde duygularını tarif edemezler bunu sizlerin öğretmesi gerekir.
İnsanı yöneten bilinçaltıdır. Bilinçaltı bilincimize hükmeder. Bu sebepten dolayı aynı olaylar karşısında her çocuk farklı tepkiler verir. Kimi ağlar, kimi kızar, kimi siner, kimi hakkını arar, kimi korkar, kimi yardım bekler.
Bir danışmanlığımda bir anne, kız çocuğunun her şeyden korktuğunu ve kendini savunamadığı söylemişti. Anneyle yaptığımız seansta şu gerçek ortaya çıktı. Baba sinirli ve alkol problemi yaşayan birisiymiş. Her akşam eve alkollü gelir ve eşiyle tartışırmış. Kadın sürekli kocasının istediklerini yapar ve söylediklerine boyun eğer haldeymiş. Öyle ki akşamları kocasının geleceği saat yaklaşırken kızına: -hadi kızım sen odana git, uyu, birazdan baban gelir- dermiş.
Bu iletişimde kız anneden olaylar karşısında bir şey yapamamayı öğrenmiş.
Babası geldiğinde odasında kaygılı bir şekilde babasının annesine neler yapabileceğini düşünürmüş. Sürekli donuk bir şekilde odasında uyumaya çalışırmış.
Artık sonraki süreçte her olayda aynı tepkileri verir olmuş.
Ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız