Tedavide temel ilke çocuğa yaklaşıp onu kabuğundan çıkararak çocuğun çevresiyle ilgilenmesini sağlamaktır. Ancak bu durum sanıldığı kadar kolay değildir. Otistik bir çocuğun direnci o kadar güçlü olabilir ki en sevecen, en sıcak ve sevgi dolu anne ve babalar bile çocuğa ulaşamayabilirler. Otizm, yılmadan, usanmadan çocukla uğraşmayı gerektiren bir durumdur. Otistik çocukların tedavisinde psikanalitik tedavinin yerini giderek davranışçı tedavi almış; bilişsel, sosyal ve dil gelişimi için yapılan eğitime daha fazla önem verilmeye başlanmıştır. Tedavi süreci 2 basamaklı olarak gerçekleşmektedir.
- Çocuğu otizmden çıkarmak
- Çocuğun var olan yeteneklerini kullanmasını ve çevreye uyumunu sağlamak.
Otistik çocuğun 3 önemli özelliğini kullanarak uygulayacağımız yöntem, çocuğun tedavisinde olumlu sonuçlar verecektir.
- Otistik çocuklar başka insanların kendilerine dokunmasından hoşlanmamakta, kucaklanmaktan kaçınmaktadırlar.
- Otistik çocuklar müzik ile çok ilgilidirler. En huysuz oldukları zamanda bile müzik dinletildiğinde yatışırlar.
- Otistik çocuklar sallanmaktan çok hoşlanırlar. Kendi kendine sallanma, kendi etrafında dönme hareketi, otistiklerde çok belirgindir.
Çocuklar çok sevdikleri müzik eşliğinde ve sallandığı sırada dokunma uyaranı almaya karşı direnç göstermemektedirler. Otistik çocuğa bu anlarda yaklaşıp sarıldığımızda, sevgi gösterdiğimizde onu içsel dünyasından çıkarabilme ümide de doğmuş olacaktır. Böylece otistik duvar delinmiş olacak, otistik çocuk dış dünya ve insanlarla ilişki kurmaya başlayacaktır. Ancak her çocuğun otizmden çıkması için gereken süre aynı değildir. Bazıları ne yapılırsa yapılsın hiç çıkmazlar.
Otistik çocuğa temel beceriler öğretilirken, şiddetli davranış sorunları nedeniyle oldukça zorluk çekilir. Bu yüzden başlangıç olarak, çocuğun davranış sorunları azaltılmaya çalışılmalı, çocuğun olumlu davranışları cesaretlendirilmeli ve geliştirilmelidir. Çocuğa öğretilecek yeni becerileri bir bütün olarak değil, aşamalara bölünerek parça parça öğretilmeli ve çocuğun başarısız olmasından kaçınılmalıdır. Örneğin, el yıkamak davranışı; musluğu açmak, sabunu almak, el ıslatmak şeklinde öğretilebilir. Bir beceriyi öğretirken, beceriyi tamamen yaptırmak yönünde, başından sonuna kadar her aşamada çocuğa yardım edilmeli, daha sonra ise yardım yavaş yavaş azaltılmalıdır. Bir beceriyi kazandırırken çocuğun yeteneklerini, özelliklerini çok iyi bilmek gerekir.
Çocuğun başarısını artırmak, öğrenme işlemini hızlandırmak için çeşitli ödüller kullanılmalıdır. Çocuk yaptığı her doğru işin karşılığında ödüllendirilmelidir. Bu ödül, bir yiyecek, bir oyuncak, hoşa giden bir oyun, sarılmak, kucaklamak, öpmek olabilir. Otistik çocukların öğrenme hızı yavaş olduğundan çocuklarınızın becerilerinde ilerleme ya az ya da hiç olmayabilir. Bu durumda cesaretiniz kırılmamalı, sabırla çalışmaya devam etmeniz gerekir. Otistik çocukların konuşma becerilerini geliştirmek için sesleri, kelimeleri, zaman zaman da cümleleri taklit ettirmek uygun ve iyi bir yoldur. Çocuğa, kronolojik yaşına göre değil, gelişimsel yaşına ve bilişsel işlevlerinin düzeyine göre bir eğitim- öğretim uygulanmalıdır.
Sedat Dörtkardeş