Tik, çizgili kasların kişinin iradesinin dışında belirli aralıklarla kasılması sonucu meydana gelen hareketlerdir. Genellikle tikler, yüz ve boyun kaslarında görülür. Göz kırpma, sürekli ayak sallama, baş veya boyun oynatma, dudak kenarlarının çekilmesi, burun çekme, boğaz temizleme gibi davranışlarla birlikte görülür. Tikler, yer ve biçim değiştirebilir, bir süre sonra ise belirli bir kasta yerleşir. Tikler erkek çocuklarda daha sık görülür. Genellikle 6 yaşından sonra ortaya çıkar. En fazla 8-12 yaşları arasında görülür. Okul öncesi dönemde göz kırpma gibi basit tikler ortaya çıksa da bunlar ergenliğe girmeden önce kaybolur. Yetişkinliğe kadar devam eden tikler de vardır.
Tiklerin oluşmasında en temel etken ruhsal problemlerdir. Tiklerin genellikle iç gerilim veya çatışmaların yansıması olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Vücut, tikler sayesinde bu gerilimlerden kurtulmaya çalışır. Tiklere engel olmaya çalıştıkça artar. Özellikle üzüntü, duygusallık ve yorgunluk arttıkça tikler de artar.
Tiklerin başlıca nedeni, çocuğun erken yaşlarında yaşamaya başladığı korku, kaygı, tedirginlik ve gerginlik gibi ruhsal problemlerdir. Kavga edilen, güvensiz, tedirgin bir ortamda büyümek veya öfke, heyecan, acı, coşkunluk, yorgunluk gibi duygular çocuklarda tiklere neden olabilmektedir.
Ruhsal problemlerden kaynaklanan tiklere örnek: 9 yaşındaki bir kız çocuğu aile ortamında yaşadıklarını psikoloğa şöyle ifade etmiştir: “Kardeşim beni sürekli rahatsız ediyor. Bana vuruyor. Buna karşılık babam da beni suçluyor. Babam eve geç geliyor. Babamın gelmemesinden korkuyorum. Annem ve babam sık sık kavga ediyorlar.”
Çocuğun aile ortamında yaşadığı korku, tedirginlik, kaygı gibi durumlar onda ağız ve burun tikinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bir diğer örnekte, erken okula başlamış 6 yaşındaki çocukta göz ve boyun tiki oluşmuş. 10 yaşındaki abisini örnek alan çocuk, abisi ve arkadaşlarıyla oynamak istemiş, gruba alınsa da uyum sağlayamamıştır. Evde ve okulda yaşadığı içsel yaralanma, göz ve boyun tikinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Tikler, tamamlanmamış ve doyurulmamış bir davranışın dışa vurumu olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin çocuk içindeki vurmak, kırmak, saldırganlık gibi davranışları dışa vuramadığında bu davranışlar istemsiz el, kol hareketleri ile ortaya çıkabilir.
Tiklerin bir diğer nedeni de istemsiz olarak tekrarlanan hareketlerin zamanla alışkanlık haline gelmesi ve daha sonra otomatik olarak yinelenmesidir. Örneğin göz kırpma hareketi, başlangıçta bir yorgunluk veya göz rahatsızlığı ile ortaya çıkarak, sonradan otomatikleşerek tik haline gelebilir. Boyun silkme hareketi, sert yakalı bir gömleğin verdiği rahatsızlıktan kurtulmak için başlayan bir hareketken, alışkanlığa dönüşebilir. Omuz silkme, kaş kaldırma hareketleri de başlangıçta reddetme işareti olarak kullanılırken alışkanlıkla tike dönüşebilir.
Tiklerin ortaya çıkmasının bir diğer nedeni de taklittir. Çocuk çevresindekileri, anne, babasını, arkadaşlarını, öğretmenlerini taklit ederken onların kusurlu hareketlerini de alabilir. Bu hareketler zamanla tike dönüşebilir.
Tikler, kasılmanın olduğu bölgede veya organlarda oluşan, uzun süren fiziksel bir tahriş sonucunda da meydana gelebilir. Bunların en yaygın görülenleri, burun akıntısı, görme bozuklukları, boyun ağrılarıdır.
Tikler organik rahatsızlıklara bağlı olarak da gelişebilir. Örneğin, sürekli göz kırpan bir çocuğun görme problemi olabilir.
Sedat Dörtkardeş