İnsanların giyimleri, kuşamları değişik sebeplerden dolayı öteden beri ilgi odağı olmuştur. Günümüz Türkiye'sinde, hatta Batı dünyasında giyim ve kuşam hâlâ insanlar arasında tartışma konusu. Öyle ki bu kıyafet tartışmaları ülkenin diğer sorunlarını geride bırakarak gündemin birinci sırasına yerleşebiliyor. Peki çok basit gibi görünen bir kıyafet, niçin aynı ülkede yaşayan insanların birbiriyle hararetli şekilde tartışmasına sebep oluyor?
Bizim kanaatimize göre bunda giyim kuşamlara insan vücudunu örtmesinden öte değişik anlamlar yüklenmesi etkili oluyor. Kılık kıyafete anlam yüklemeler aslında son derece doğaldır. Çünkü insanlar…
Erdal Altun
erdalaltun25@hotmail.com
İnsanların giyimleri, kuşamları değişik sebeplerden dolayı öteden beri ilgi odağı olmuştur. Günümüz Türkiye'sinde, hatta Batı dünyasında giyim ve kuşam hâlâ insanlar arasında tartışma konusu. Öyle ki bu kıyafet tartışmaları ülkenin diğer sorunlarını geride bırakarak gündemin birinci sırasına yerleşebiliyor. Peki çok basit gibi görünen bir kıyafet, niçin aynı ülkede yaşayan insanların birbiriyle hararetli şekilde tartışmasına sebep oluyor?
Bizim kanaatimize göre bunda giyim kuşamlara insan vücudunu örtmesinden öte değişik anlamlar yüklenmesi etkili oluyor. Kılık kıyafete anlam yüklemeler aslında son derece doğaldır. Çünkü insanlar kendi zevk, anlayış, inanç, düşünce ve kültür unsurlarından birine veya birkaçına göre giyinirler. Bundan dolayı çoğu zaman insanlar daha birbirleriyle konuşmadan giydikleri elbiseler üzerinden iletişim kuruyorlar. Birbirlerinin giysilerine bakarak hangi duygu ve düşünceye sahip olduklarını çıkarmaya çalışıyorlar. Giyim kuşamda kendini bir başkasına yakın hisseden, onunla daha rahat iletişim kuruyor; yakın hissetmeyen de onunla mesafeli ilişki kuruyor veya ondan tamamen uzak duruyor. Elbiseler değişik düşünce ve duyguların bir nevi sosyal göstergesi oluyor, kimliği ve kişiliği yansıtıyor.
Giyim kuşam üzerinden yapılan tartışmalar bir gerçeği ortaya koyuyor. Bu gerçek, insanların birbirlerinin duygu ve düşüncelerine son derece tahammülsüz olduğudur. Düşünce inatlaşmasına giren insanlar daha görünürde olan kılık kıyafet üzerinden birbirleriyle hesaplaşıyor, çatışıyor ve ne pahasına olursa olsun kendi hakimiyetini diğer insanlar üzerinde kurmak istiyor. Bu çekişme de toplumsal barışı zedeliyor. Halbuki rengarenk kıyafetler gibi rengarenk düşünce ve duyguların olmasının bir zenginlik olduğunu kabul etsek, hoş görsek bunların hiçbirisi olmayacak. Zira toplumsal muhabbetin temelinde bizden farklı olana hoşgörüyle bakmak ve onları oldukları gibi kabul etmek yatar.
Hangi Giysinin İsmi, Hangi Dilden Geldi?
İnsanların tarih içindeki duygu ve düşünce değişimi, dönüşümü giysi isimlerine bakılarak çıkarılabilir. Dil bunları bir ayna gibi günümüze yansıtır. Peki, üzerinde sıkça durduğumuz kılık kıyafet isimleri hangi dilden geliyor? Dilimizdeki giyim kuşam isimlerinin birkaçı hariç diğerlerinin büyük çoğunluğu bize başka dillerden gelmiş.
Her bir giysi isminin ayrı bir macerası var. Kimi Fransızcadan, İngilizceden; kimi de Arapçadan, Farsçadan geçmiş dilimize. Bazıları da diller arasında seyahat ettikten sonra dilimize yerleşmiş. Üzerinde tartışmaların yapıldığı türban bunlardan biri. Farsça tülbent Fransızcaya geçiyor, orada türban oluyor; daha sonra da türban olarak bize geliyor. Kravat da böyle… Aslı Hırvatça olan kravat, Fransızcaya, oradan da dilimize yerleşiyor. Kimi tamamen bizim sesimizi ve düşüncemizi, kimi de geldikleri milletlerin özelliklerini hâlâ taşıyor. Bugün kılık kıyafet isimlerini kendi söyleyiş ve dil kurallarımıza göre yazıyoruz.
Giysi isimlerinin dilimize girdiği dönemler genellikle bizim gelişim açısından zayıf olduğumuz zamanlardır. Bu zamanlara dikkat ettiğimizde, uygarlıkta güçlü olan milletlerin, kılık kıyafet isimlerinde de belirleyici olduğunu görüyoruz.
Dilimize giren giysi isimlerinin büyük bölümü bize 19. yüzyılın en uygar devleti olan Fransa'dan geldi. Bu dönemde biz zayıftık, onlar güçlüydü. Geri kalmışlığın çaresini Batılı hayat tarzını almakta gören aydın çevresi, özellikle Fransa'dan etkilendi. Fransa gibi çağdaş olalım derken giyim kuşamımızı baştan ayağa yeniledik. Dolayısıyla, yeni ve söyleyişi zor bir sürü kılık kıyafet isimleriyle tanıştık. Bugün kullandığımız kılık kıyafet isimleri aslında o zayıf günlerimizin hatırasıdır.
İşte giydiğimiz bazı elbiseler ve elbiselerin geldiği diller
Gömlek: Türkçe
Tuvalet: Fransızca
Blucin: İngilizce
Başörtüsü: Türkçe
Papyon: Fransızca
Tülbent: Farsça
Kazak: Fransızca
Mayo: Fransızca
Kemer: Farsça
Mont: Fransızca
Eşarp: Fransızca
Şalvar: Farsça
Pijama: Fransızca
Jile: Fransızca
Çarşaf: Farsça
Kravat: Fransızca
Süveter: Fransızca
Yemeni: Arapça
Smokin: Fransızca
Kaşkol: Fransızca
Aba: Arapça
Ceket: Fransızca
Kaban: Fransızca
Keten: Arapça
Pantolon: Fransızca
Sandalet: Fransızca
Elbise: Arapça
Manto: Fransızca
Bone: Fransızca
Gocuk: Bulgarca
Bere: Fransızca
Bot: Fransızca
Takunya: Rumca
Bluz: Fransızca
Patik: Rumca
Şapka: Rusça
Türban: Fransızca
Fanila: İtalyanca
Fes: Fas'ın adından
Fular: Fransızca
Tişört: İngilizce
Frak: Fransızca
Kaynak: Türk Dil Kurumu Sözlüğü,
Eyuboğlu, Zeki, İsmet, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, İstanbul 1995.