Açılım Politikaları Kemalizm ve Müslümanlar
Hamza Türkmen
– EKİN YAYINLARI –
Hem anlaşılır olup hem de edebi uslup bakımından sürükleyici bir dil yakalayacağınız bir kitaptır.
Sistemin içinde “sistemin isteklerine teslim olmadan tevhidi bakış acısı ile var olabilmenin esas olduğunu gündemimiz de tutan bir bakış açısı ile var olmayı” edebi bir ile dillendirilmesi kitaba ayrı bir incelik kazandırmıştır
Kitap haksöz dergisinde yayınlanan makalelerden derleme olmakla birlikte kendi içinde konular birbiri ile ahenkli bir düzenleme ile sunulmuş okuyucusuna bu anlamda da başarıyı yakalamıştır.
AKP iktidarı ile ilgili tespitlerde ise “partinin ve particiliğin İslam’ın tehvid çizgisine alternatif ya da sistem içinde tevhidi problemlerimize çözüm getiren olarak değil de sistem içinde, sisteme rağmen partinin Müslüman’a nefes alma vesilesi olduğu tespitin de bulunmuştur.
Özellikle sistemin içinde var olup, “sistemin her türlü avantaj ve hizmetinden yaralanıp sistemi eleştirmek ya da sistemi ret etmenin” sisteme alternatif çözümler üretmeden “ret etmenin” inandırıcılığı çok iyi sorgulanmıştır.
Sisteme karşı çıkarken İslam sistemi alternatif olarak sunulurken “kalplerin fethinin her şeyden önemli oluşu” çok edebi bir dille aktarılmış okuyucusuna
“Kitap Hamza Türkmen’in Haksöz dergisi için yazdığı makalelerden derleme” demiştik.
Kitabın alt başlığı ise “Kemalizm ve Müslümanlar” ;
Ayrıca kitapta, “AKP hükümetlerinin tevhidi bir alternatif olmaktan çok sistemin gediklerinden yararlanarak yol almaya çalıştığını ve hiçbir zaman tevhidi çıkışlı merkez hareket olarak görülmemesi üzerinde” duruyor.
Müslümanların zaman içerisinde Kemalizm ve Laiklik karşı tavırları;
“sistemin sunduğu imkânlar dâhilinde parti ve particilik yöntemi ile bir karşı duruş olarak var olmaya çalışılmanın bir sonucu olarak görmek gerektiği” dikkate değer bir çözümleme olarak kitapta karşımıza çıkıyor.
Açılım Politikaları üst başlığı üzerine kitabı değerlendirdiğimizde;
Kitap bizlere milliyet üst kimliği ile var olmaya çalışanların TC “ulus” sınırları içerisinde üst kimliğini “Türk” olarak belirleyenlerin TC “ulus” devletinin kaymağını yiyenler olduğu diğer kimliklerin ise her daim “ikinci sınıf vatandaş” olacağı gerçeği ile yüzleşmemiz için kısa bir tarihi bakışta sunuyor.
Bu arada gerek Kürtler gerekse Romanlara karşı uygulanan açılım politikaları bazen yerilmiş bazen de desteklenmiştir.
Ulus devletlerle birlikte TC ‘yi bir ulus devlet olarak görenlerin;
“ bir Osmanlı bakiyesi olma avantajını diğer ulus devletler üzerinde avantaja çevirebilmesi için açılım politikalarının kâğıt üzerinde değil pratikte yaşanılan olması” gerektiği çok içten bir dille anlatılmıştır.
Kitabın son bölümü ise çeşitli başlıklardan oluşan makaleler yine Hamza Türkmen kaleminden nokta vuruşlu tespitlerle anlatılmıştır.
Ayrıca kitapta Demokrasi içinde var olan Müslümanların “oy verme ve vermeme” münakaşaları üzerinde de durulmuştur.
Hamza Türkmen gerek kitapta yakaladığı dil ile gerekse duruşu itibarıyla hepimizin okumuş olması gereken bir yazardır.
İyi okumalar
*
Münevver Bitigen