Yeni beyin araştırmaları, beynimizi yoktan var edip bize veren Rabbimizin her gün yeni hücreler yarattığını ve kullanmak üzere bize verdiğini söylüyor. Beyni geliştirmek, zekâmızı parlatmak mümkün. Eskiden sanıldığı gibi beyin sabit hücre sayısına sahip değil. Beyinde hücre pınarları var ve her gün yeni hücreler yaratılıyor. Beyin faaliyetleri yapar, bu hücrelere görev verirseniz bu hücreler beyin ordusuna katılıyor, beyniniz gençleşiyor ve zekânız parlıyor. Beyin faaliyetleri yapmazsanız bu yeni hücreler sabun köpüğü gibi kaybolup gidiyor.
Amerika’da yapılan araştırma, unutkanlığa karşı yeni bir program geliştirmeye imkân sağladı. Beynin çalışmalarıyla ilgili 200 civarında test yapıldı. Alzheimerli hastaları iyileştirmek için programlar geliştirildi. Bir takım denemeler yapılıyor.
Program şöyle:
1. Haftada iki kere, bilgisayar üzerinde bir saatlik farklı düşünme çalışmaları yapmak.
2. Kelimeleri hatırlama çalışması.
3. Ruhsal faaliyetler, meditasyon, dua ve ibadetler.
4. Spor çalışmaları.
5. Sosyal organizasyonlar.
Üç aylık bir çalışma sonunda doktor, beyinde iyileşme olup olmadığını kontrol etti. Bugüne kadar 100 hasta üzerinde yapılan çalışmalarda fevkalade iyileşme görüldü.
60 hastada unutkanlık durdu. 30 tanesinde iyileşme görüldü.
Bu çalışmalar, yeni öğrenilen bilgilerin beyinde yeni sinir hücrelerinin yaratılmasına ve bu hücrelerle eski hücreler arasında sinaptik bağlantılar kurulmasına yol açtığını gösteriyor.
Yeni hücreler, eski hücrelerin görevini üstlenmiyor, aksine onların da kendilerine mahsus görevleri vardır.
Manhattan’daki New York Üniversitesi araştırmacısı yazar ve psikolog Elkhonon Goldberg, müjde niteliği taşıyan şu açıklamayı yapıyor:
“Yeni hücreler, yeni hatıra ve bilgileri saklar ve onlar üzerine çalışır.”
Goldberg, muayenehanesinde, unutkanlıktan şikâyet eden, anahtarını bir yerde unutan, ocağı yanarken unutan, okuduğunu hatırlamayan yaşlılar üzerinde sürekli araştırmalar yapıyor.
Unutkanlığa karşı reçete olarak farklı yapılandırma ve düşünmeyi içeren “çalışma programı” yazıyor, 59 yaşındaki psikolog Goldberg.
Çalışma programı şu aktiviteleri içeriyor:
1. Kelimeleri hatırlamak.
2. Ruhsal aktiviteler.
3. Meditasyon, dua ve ibadetler.
4. Mekânsal düşünme.
5. Spor.
DNA’ların sırlarını çözen ekipte çalışan James Watson:
“Yaşlı beyinlerin de yeni nöronlar üretme yeteneği var.” diyor. Yeni beyin hücrelerinin doğumu ile ilgili keşif, sadece sağlıklı beyin düşüncesini değiştirmedi, alzheimer ve parkinson gibi beyin felci hastalıklarına bakışı da değiştirdi. Doktorlar, beyinde yeni hücreler meydana gelmediği için bu hastalıkların iyileşemeyeceği düşüncesini değiştirdiler.
Bilim adamları “Fiziksel hareketler de beynin beslenmesinde önemli rol oynuyor.” diyor. Vücut hareketleri, beyin için gübre vazifesi yapıyor. Heyecanlar ve faaliyetler, yaşlı insanlarda nöronların doğmasında temel rol oynuyor.
“İyileşmede, galiba yeni teşekkül eden hücreler önemli rol oynuyor. Bilgilendirme ve düşündürme faaliyetleriyle beyinde yeni hücrelerin oluşmasını kamçılayacak teşvik ve heyecanlar hedefleniyor.” diyor Goldberg. Programlı beyin iyileştirme çalışmalarını sürdüren doktor, ileride bu çalışmaları evlere kadar yaymayı düşünüyor.
Beyinde taze hücre pınarları var. Öğrenme hücre pınarlarını harekete geçirir ve beynin düşünme gücü yenilenir.
Yakın zamanlara kadar beyin araştırmacıları Macklis ve Goldberg için bunlar fantezi idi. Bostonlu doktor Macklis ve Manhattanlı nörolog Goldberg, nerdeyse yüz yıldır dokunulmazlığı olan dogmaları sarsıyor.
Şimdiye kadar, bebeklikten itibaren yeni hücrelerin yaratılması sona eriyor sanılıyor, beynin çalışma yeteneğini belli bir seviyede tutuyor, yaşlandıkça da yeteneklerini kaybediyor zannediliyordu.
Bugün nörologlar, biyokimyacılar ve doktorlar, bunun aksini gösteren bulgularla karşı karşıyalar.
Saat saat, şakağımızın altında yeni nöronlar dünyaya geliyor.
Araştırmacılar, derin bir ürperti ve şaşkınlıkla işin farkına varıyorlar.
Yeni hücrelerin yaratılması, “bilimsel nöron oluşumu” olarak adlandırılıyor.
İleri yaşlarda düşünme organının fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bunun vazgeçilmez olduğunu kabul ediyorlar.
“Beyni yepyeni bir bakış açısı ile görmeye başlıyoruz.” diyor Berlinli Moleküler Tıp Doktoru Gerd Kempermann. Konu üzerine ilk kitabı yazan araştırmacı şöyle devam ediyor:
Adult Neurogenesis, (Yetişkin Nöronların İyileşmesi) adlı kitabında, “Yeni ve pozitif bir eğilim var. Beyin gelişimi ömür boyu sürüyor.” diyor. (1)
74 yaşındaki Prof. James Flynn’in akademik zekâ (IQ) üzerine yaptığı araştırmalar, zekânın geliştirilebileceğini bir kere daha ispatladı. Araştırmalar, zekâ gelişiminde genler kadar sosyal çevre, aile ve öğretmenlerin önemli rol oynadığını ortaya koydu. (2)
İnsan kendi zekâsını geliştirebildiği gibi çocuğunun da zekâsını geliştirebilir, onların daha zeki ve bilgili olmalarını sağlayabilir.
1. Adult Neurogenesis, Gerd Kempermann, Oxfort University, New York, 426 sayfa, 66,90 Euro.
2. Der Spiegel, 15.12.08, s.140-141.
*
ALİ ERKAN KAVAKLI
www.gencgelisim.com