Zihinsel Güçlerinizi Açığa Çıkartın!

0
943

Bir gün gittiğim bir arkadaş toplantısında birisi ile tanıştım. Kendisine mesleğini sorduğumda bana araştırmacı olduğunu söyledi.

Böyle bir meslek var mı demeyin, o güne kadar bende olmadığına emindim. İyi de, ne iş yapar bu araştırmacılar, neyi araştırırlar sorularına aldığım cevap inanın daha şaşırtıcıydı.

-“Hayatta görünmeyeni görmek üstüne çalışıyorum” dedi. Böyle bir cümleyi söyleyen birine bakış açınız ne olursa benim bakışlarımda aynen öyleydi. Oysa konuşma devam ettikçe bu araştırmacı adamın gerçekte para kazanmak için bir şirkette çalıştığını öğrendim. Araştırmacılıkta laboratuar çalışmasıdır diye düşündüm. Yine yanıldım, şirketteki görevi muhasebe bölümünde üst düzey yöneticilikti. Peki ya araştırdığı bu görünmeyeni görmekte neydi?

Sorularıma hep cevap alıyordum, ancak her seferinde yeni sorular geliyordu. Kötü bir histi, sanki benimle dalga geçiyor gibiydi. Her soruya samimi cevaplar alıyordum ama bu beni sonuca götürmüyordu. Artık soru sormaktan vazgeçeceğimi hissettiği anda bana her şeyi kendiliğinden ve dolaysız anlatmaya başladı.

Hayatta aradığı şey mutlak BAŞARI, bunu bulmakta kullandığı yöntem ise ANALİZ ETMEK’ tir.

-“Görünmeyeni görmekten kastettiğim elbette ki, metafizik varlıklar değil. Ben bir falcı, ya da medyum değilim. Yalnızca aklımızın bize oynadığı bazı oyunlar nedeniyle birçok zaman içinden çıkamadığımız kriz anlarında doğru kararlar verebilmek üzerine çalışıyorum.” dedi. Bir tür kriz yöneticisi olarak tarif etti.

-“Gündelik hayatımızda o kadar çok kriz anı yaşıyoruz ki, bunların çoğunu fark etmeden yaşıyoruz. Dolayısıyla aldığımız kararlar genellikle önceki tecrübelerimiz doğrultusunda oluyor. Her zaman başarılı oluyor muyuz?” diye sordu. Demek istediği şey analiz etmekti. Hayatın her alanında durumu en iyi şekilde değerlendirmek, neden bunu ‘görünmeyeni görmek’ olarak tanımlıyordu? Cevabı kendim bulmuştum, bana durumu yaşatarak öğretmişti. Kalıplar içinde boğulup cevabı göremiyor ve hala sorular üretip kendimi bir kriz anının içine sürüklüyordum. İşte bu cümle hayatımda bir dönüm noktası oldu.

Konuya dışarıdan, ya da farklı bir gözle bakmak gerekiyordu. Bunu yapabilen insanlarla tanıştım. Birçok yönetici sorunlarla hiç takılmadan akılcı çözümler üretebildikleri için başarılıydı. Bu kriz yöneticileri arasında öğrenciler vardı. En çok buna şaşırmıştım. Hayat bir bütündür ve başarı hayatımızın her alanında hedefimiz olmalıdır. Gündelik ilişkilerimizde, derslerimizde, işimizde…

Hayat işte hep aynı… Aynı okul, aynı arkadaşlar, aynı öğretmenler, aynı ev, aynı aile, aynı sorular, aynı dersler… ‘Ne farklı ki, ben farklı bir gözle bunları değerlendirmeliyim’ diyebilirsiniz. Eğer siz şuan baktığınız gözle bakmaya devam ederseniz hepsi aynı, ama bir başka açıdan bakarsanız her gün yeni bir başlangıç. Kendinizi geliştirdiğiniz, yaratıcı düşünme tarzını benimsediğinizde her gün yeni bir kişi olarak doğacaksınız. Hayatımızın değişmezi olan bu olgulara karşı bakış açınızı değiştirdiğinizde daha önce fark etmediğiniz, hatta varlığından bile haberdar olmadığınız birçok şeyi hayatınızın içinde bulacak, görünmeyeni görmüş olacaksınız diyorum. Hadi görünmeyeni görelim. Bu keşfe çıkmaya hazır mısınız?

Hadi biraz özeleştiri yapalım. Önünüze bir sorun çıktığında kaç çözüm yolu bulabilirsiniz? Sonuç bizimle ilgili olacağı için genellikle en çok çıkar sağlayabileceğimizi düşündüğümüz bir sonuç bulur ve ona saplanır kalırız. Oysa bir arkadaşımızın sorunuysa bu çözmeye çalıştığımız durum, birkaç alternatif çıkarabiliriz. Kendi sorunlarımızda ise bulduğumuz, sonucundan emin olamadığımız sonuca kilitlenip kalırız, başka yollar bulabilmeyi imkansız hale getiririz. İşte kriz anı budur.

Bu çözümsüz kilitlenmeleri en çok öğrencilik hayatımızın en zorlu periyodu olan sınavlarda yaşarız. Her çözdüğümüz soru bir kriz anıdır. Belki en başarılı yönetici bile bir günde, sınava hazırlanan bir öğrencinin çözdüğü kadar çok sorun çözmez.

Her sorunun tek bir cevabı varken, nasıl olurda farklı alternatifler ararız sorusu aklınıza gelecektir. Sonuç değişmez, ancak sizi sonuca götürecek olan yol herkes için farklı olabilir. Evden okula, otobüs, metro, servisle gidebileceğiniz gibi yürüyebilirsiniz de. Varacağınız yer değişmez, harcayacağınız zaman tamamen farklıdır. Sınavlarda sizi başarılı yapacak olan sadece bilginiz değildir. Bu bilgiyi doğru zaman kullanımıyla harmanlayabilirseniz başarı sizindir.

 

Sınavlarda birçok öğrencinin önüne geçmenizi sağlayan sorular genellikle ya çelişkili şıkları olan, ya da yoruma dayalı olan sorulardır. Bu soruların çözümünde bilgi şarttır, ancak bilgiyi yorumlayıp en kısa zamanda çözüme ulaşmak herkesin yapabildiği bir şey değildir. Bunu yaratıcı düşünme sistemi ile herkesin yapması mümkündür. Çok zeki olmak gerekmez. Nasıl yapılacağı önemlidir. Öğrenciler genellikle bu soruların zor olduğunu söyler. Oysa bu soruları zor yapan sizin o soruya saplanıp kalmanıza neden olan yüzeysel görünen yönlendirmedir, bunun doğru olmadığını bilirsiniz ancak neyin yanlış olduğunu o an anlayamazsınız. Sınavdan çıkar çıkmaz soruyu çözersiniz. Sonrada neden sınavda çözemedim ben bunu diyerek kendinizi üzersiniz. Görünene saplanıp kalmadan yaratıcı düşünme ve problem çözme yeteneği kazanmak için çıktığımız bu keşfin ilk adımı zihnimizi değişime açmak ve bunu kalpten istemektir. Değişim ve başarı bundan sonra çok kolay gelecektir. Artık çözüme hazırsınız.

 

*

Cemal Kondu

Süper Beyin Dergisi

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız