Kadın erkek ilişkileri ve terk edilme şeması

0
1019

Şema nedir?

Şema kavramı, kişinin kendisini, diğer insanları ve dünyayı anlamlandırdığı, tanımladığı, değerlendirdiği zihinsel yapıyı ifade eder. İnsan bu temel zihinsel yapıyı doğduğu andan itibaren oluşturmaya başlar. Şemaların oluşumunda kişinin temel yaşantıları, etrafındaki insanların ona karşı tutumları, kurduğu ilişkiler, öğrenmeleri vb. son derece önemli rol oynar. Oluşan bu yapı(lar) zamanla kişinin davranışlarına yön verir ve bir anlamda hayatını şekillendirir.

Şemalar olumlu ve gerçekçi içeriklere sahipse kişi çok fazla problem yaşamaz; ancak şemaların olumsuz ve yanlış içeriklere sahip olması psikolojik problemlerin oluşumuna zemin hazırlar. Şema kavramı Şema Terapi literatüründe olumsuz olan ve uyum bozucu şemalar için kullanılır. Mesela çok fazla eleştirilen, yetersiz bulunan, aşağılanan bir çocuk kendisiyle ilgili bir “kusurluluk” algısı geliştirebilir ve yetişkinliğnde de kendini şu ya da bu şekilde bir kusura sahip olarak algılayabilir. Bu kusurluluk algısı, çirkinlik, beceriksizlik, yetersizlik vb. noktalarına odaklanabilir. Kusurluluk şemasına sahip birisi, beğenilmeyeceği düşüncesinden dolayı insanlardan uzak durabilir ya da beğenilmek için aşırı derecede çaba sarfedebilir. Tüm bu ve benzeri durumlar da kişinin hayatttan doyum almasına engel teşkil eder

Şemaların oluşmasına, temel insani ihtiyaçlarımızın uygun şekilde giderilememesi sebep olur. Uygun şekilde giderilemeyen temel ihtiyacımızın ne olduğu geliştirecek olduğumuz şemayı belirler. Beğenilme, önemsenme, dikkate alınma gibi ihtiyaçlarını gideremeyen bir çocuk zamanla kusurluluk, sevilmezlik şeması geliştirebilir.

Şemaların bazı temel özelliklerini şöyle özetleyebiliriz:

Şemalar temel yaşantı anıları, düşünce, duygu ve bedensel duyumlardan oluşan bir bütün halinde işlev görürler.

Şemalar kişinin kendisini, diğer insanları ve dünyayı anlamlandırmasında kişiye yol gösterici olurlar. Şemalar bir anlamda kullandığımız gözlüklerdir. Baktığımız şeyi kullandığımız gözlüğe göre tanımlarız.

Şemalar insanın hayatını olumsuz yönde etkiler ve işlevselliğini bozarlar.

Şemalar en temel insani ihtiyaçlarımız(temel fizyolojik ihtiyaçlar, sevilme, önemsenme, kabul edilme, eğlenme, özgürlük, sağlıklı sınırlar)a ulaşmamıza engel olurlar.

Şemalar değişime karşı dirençlidirler. Çünkü şemalar çocukluktan itibaren geliştirildikleri için kişiye çok tanıdık gelirler ve kişi kendi bakışını mutlak doğru ve gerçek olarak kabul eder.

Şemalar kendilerini sürdürücü özelliğe sahiptirler. Kişinin karşılaştığı bir durum şayet şemaya uymuyorsa kişi durumu çarpıtarak şemaya uydurmaya çalışır. Kusurluluk şemasına sahip bir kişi etrafından iltifat aldığında, iltifatın sahiciliğine inanmayıp “beni kandırıyorlar” diye düşünebilir. Bununla birlikte şemalar, yeni ve daha doyum verici yaşantılarla, yeni öğrenmelerle ya da psikoterapi yöntemiyle değişebilirler.

Şemalar çevredeki olaylardan hareketle tetiklenebilirler. Mesela terkedilme şemasına sahip bir kişi eşinin iş dolayısıyla yapacağı şehir dışı seyahati, eşinin kendisinden uzaklaşma isteği olarak yorumlayıp, terkedilmiş gibi hissedebilir ve ona göre tepki verebilir.

Şemalar kişinin kendisine, çevresine ve diğer insanlara dönük olduğu için, kurulacak insani ilişkilerde ve kadın erkek ilişkilerinde son derece belirleyici rol oynarlar. Şemalar, ilişkilerin başlamasında, sürdürülmesinde ve sonlandırılmasında(ya da sonlandırılamamasında) kendini gösterirler.

Şema yaşantıları, “İlişkilerim genelde aynı şekilde başlayıp sonlanıyor.”,“İlişkilerimde genelde ayı sorunları yaşıyorum!”, “Genelde belirli özelliklere sahip insanlar bana çekici geliyor.” şeklinde düşünen insanlar için yoğun olarak gerçekleşiyor olabilir. Çünkü şemalar insan hayatında temel bir kalıp olarak var olurlar ve insanlar bu kişisel kalıplara göre davranırler.

Şema Kimyası

Her şema belli başka şema(lar)ya karşı bir çekicilik oluşturur. Bu duruma Şema Kimyası denir. Şema kimyası, problemli kadın erkek ilişkilerini anlamada son derece önemli bir kavramdır. Şema Kimyası kavramına göre bizler ilişkilerimizde kendi şemamıza uygun şemaya sahip eşleri tercih ederiz. Buradaki uygunluk, sadece iki tarafın şemasının da aynı olmasını ifade etmez. Şemalar, kendilerinin sürdürülmesine sebep olacak eşler ya da arkadaşlar edinmemize yol açarlar. Mesela ikili ilişkilerde gereğinden fazla fedakarca davranan birisi(Fedakarlık şeması) ilişkilerde hep kendi dediğinin olmasını isteyen(Haklılık şeması) birisiyle birlikte olabilir.

Şemalar başka şemalarla bir arada var olabilirler. Mesela terkedilme şemasına sahip kişide aynı zamanda kusurluluk şeması, kuşkuculuk şeması vb. de olabilir.

Terk edilme Şeması Ve İlişkilere Etkisi

Terk edilme şemasına sahip kişiler, hayatlarındaki önemli insanların şu ya da bu sebeple, şu ya da bu şekilde kendilerini terk edeceklerine, ilişkilerinin biteceğine inanırlar. İlişkilerin bitmesine yol açan durumlar içerisinde, aldatılma, terk edilme, sevilenin ölümü vb. yer alabilir. Dolayısıyla onlar ilişkilerine “Bu ilişki eninde sonunda bitecek.” diyerek başlarlar. Kendilerine ilişkiyi bitirecek sebepler sorulduğunda ise “Bilmiyorum; içimde öyle bir his var” diye cevap verebilirler. Burada hissedilen, ön görülen terk edilmeyi problemli yapan, durumun gerçekçi olarak değerlendirilmemesidir. Mesela eşi tarafından gerçekten aldatılan ya da buna dönük gerçekçi ipuçlarına sahip bir kişinin “ilişkimiz galiba bitecek” düşüncesi bir şema yaşantısı olmayabilir. Şema yaşantısında en önemli nokta, durumu “aslında öyle olmamasına rağmen öyleymiş gibi algılamak”tır.

Geleceği önceden, gerçekçi olmayan bir şekilde olumsuz olarak görmeye karamsarlık denir. Bu karamsar bakış zamanla “kendini gerçekleştiren kehanet” işlevi görür ve kişinin korktuğu başına geldiğinde kişi “Ben biliyordum.” diye düşünür. Kişinin aslında “bildiği” bir şey değil “inandığı” bir şey vardır. O, farkında olmadan ilişkisini karamsarlığına uygun şekilde yaşamış ya da endişelerini gerçekleştirecek birisi ile birlikte olmuştur. Mesela zaten günün birinde terkedileceğine inanan birisi ilişkisinde aşırı kıskanç davranır ve sonunda partneri bunalıp ondan uzaklaşabilir; ya da kişi evli birisiyle birlikte olabilir. Birinci durumda kişi korktuğu sonu hazırlamış ikinci durumda ise zaten olumsuz sonuçlanması muhtemel bir yola girmiştir. Dolayısıyla korktuğunun başına gelmesinden ziyade o yolu farkında olmadan kendisi şekillendirmiştir.

Terk edilme şemasına sahip kişiler şu tür düşüncelere yüksek oranda katılırlar:

Beni terk edeceklerinden korktuğum için yakın olduğum insanların peşini bırakmam.

Diğer insanlara o kadar muhtacım ki onları kaybedeceğim diye çok endişeleniyorum.

Yakınlarımın beni terkedeceği ya da benden ayrılacağından endişe duyarım

Önem verdiğim birisinin benden uzaklaştığını sezersem çok kötü hissederim.

Bazen insanlar beni terkedecek diye onları kendimden uzaklaştıracak kadar çok dert ederim.

Bu şemaya sahip insanlar geçmişlerinde, güven, huzur, kabul edilme, sevilme ve sevme , paylaşım gibi temel ihtiyaçlarını uygun şekilde giderememiş olabilirler. Dolayısıyla şu anki ilişkilerinde de aynı beklenti içerisindedirler: kabul edilmeyeceğim, sevilmeyeceğim, sevdiklerim yanımda kalmayacak vb.

Terk Edilme Şemasına Sahip Kişilerin İlişki Tutumları

Terk edilme şemasına sahip kişiler yakın ilişki kurmaktan, ilişkilerinde kendilerini tamamen ilişkiye adamaktan çekinirler. Bunun altında, “günün birinde zaten bitecek” olan ilişkinin hayal kırıklığı ve acısından uzak durma çabası yatabilir.

Bir ilişki içinde iken terk edilme endişesini çok yoğun yaşarlar.

Terk edilmeye dönük ipuçlarını(partnerinin iş seyahati dolayısıyla ondan uzaklaşması, çok fazla aramaması vb.) abartarak terk edilmiş gibi tepki verebilirler.

Kıskançlık duygusunu çok yoğun yaşarlar. Kıskançlık onlar için, olası aldatılmaya karşı bir tedbir işlevi görür. Partnerlerinin başkaları ile olan ilişkilerine karşı aşırı hassastırlar. “Acaba kiminle, ne konuştu? Neden onunla geziyor? Onu kandırabilirler!” tarzında düşüncelere çokça kapılırlar. Kıskançlık beraberinde “aşırı sahiplenicilik” davranışlarını getirir.

Terk edilme şeması olan kişiler, partnerleriyle sürekli birlikte olmak isteyebilir, onu yalnız bırakmaktan çekinebilirler. Bu birliktelik isteğinin altında, partneriyle vakit geçirmekten keyif almaktan ziyade “Yalnız kalırsa başkalarına meyleder.” düşüncesi yer alabilir.

Kıskançlık ve aşırı sahiplenicilik tutumları zamanla kişide takıntı haline gelebilir. Kişi farkında olmadan günün önemli bir kısmını partnerinin onu terk etmesi, aldatması ile ilgili düşüncelerle geçirdiğini fark edebilir.

Bu takıntılardan kurtulamamak da çaresizlik, yetersizlik, ümitsizlik gibi duygulara yol açarsa kişi yoğun bir depresyon yaşayabilir.

Partnerlerinin sevgi sözcüklerini ve davranışlarını yeterli, güven verici bulmakta zorlanabilirler.

Terk edilmemek için karşı tarafı bunaltacak kadar “iyi” davranabilirler; gereğinden fazla “yardım” eder, gereğinden fazla “ilgi” gösterebilirler.

“Nasıl olsa günün birinde terk edecek” olan eşe karşı gizli bir öfke duyabilirler. Bu durum bazılarında “O beni terketmeden önce ben onu terk edeyim” düşüncesine yol açabilir. Böylece en ufak bir tartışmada ilişki bitme noktasına gelebilir.

En özet ifadesiyle, terkedilme şemasına sahip kişiler güven verici bir ilişki yaşayamazlar ya da ilişkilerini güven duyarak yaşayamazlar.

Terk edilme Şemasında Şema Kimyası

Bu şemaya sahip kişiler ayrılma ve terk edilmeye karşı aşırı hassas olmalarına karşın, güven verici, dingin, huzurlu insanlardan ziyade “her an elinden çıkıp gidecekmiş” gibi duran, soğuk, mesafeli insanlara karşı daha çok ilgi duyarlar. Bu durum şema kimyasnın bir sonucudur. Şema(terk edilecek olma, ilişkinin bitecek olmasına dair temel inanç) bu şekilde kendini sürdürmeye çalışır.

Terk edilme şemasına sahip kişilerin partnerlerinin bazı özellikleri şöyle özetlenebilir:

Evli ya da başka bir ilişkisi vardır; bu yüzden kişiye yeterince zaman ayıramıyordur.

Birlikte zaman geçirmeye çok fazla imkan tanımayan bir işi vardır veya işkoliktir.

Uzakta yaşıyor, çok seyahat ediyor olabilir.

Duygusal açıdan dengeli değil tutarsızdır. Alkoliktir ya da zararlı madde kullanıyordur.

Duygusal olarak kişinin yanında yer alamıyordur, depresif veya içine kapanıktır.

Kişiye karşı düşüncelerinde emin değil; bir gün çok sever gibi olup başka bir gün sevmiyormuş gibi davranabilir.

İlişkilerinde özgürlükten yanadır; bu özgürlük her iki tarafı geliştiren bir özgürlükten ziyade rastgele, sorumsuzca bir ilişki yaşamayı ifade eder.

Özetle bu şemaya sahip kişiler, “kendilerine güvenli bir ilişki vaad etmeyen kişiler”e karşı daha çok ilgi duyabilirler. Şayet birlikte oldukları insanlar terk edici özeliklere sahip değilseler de kişiler, partnerlerini aşırı sahiplenerek, sorgulayarak, sıkıştırarak onları kendilerinden uzaklaştırabilirler.

Terk edilme Şemasına Psikoterapi Müdahalesi

Terk edilme şemasına en iyi şekilde “Şema Terapi” yoluyla müdahale edilebilir. Çünkü Şema Terapi zaten şema kavramı etrafında şekillenmiş; terapi formülasyonu ona göre belirlenmiştir.

Şema Terapide öncelikle, danışanla birlikte kişide var olan şema(lar) belirlenmeye çalışılır. Bu şemaların nasıl geliştiği, şu anda kişi tarafından nasıl sürdürüldüğü, ve kişinin hayatında nelere mal olduğu ele alınır. Bu bağlamda şemaların içeriğini oluşturan düşünceler(inançlar), anılar, duygular ve şemayı sürdüren davranışlar değerlendirilir. Buna dönük olarak Şema Ölçekleri kullanılır.

Şema Terapide en temel amaç şemayı sürdüren davranışların ortadan kaldırılmasıdır. Mesela aşırı kıskanç kişinin, partnerini takip etme, sıkıştırma, deneme gibi davranışları ele alınır. Temel çocukluk anılarıyla yüzleşilip yaşantılar “yeniden anlamlandırılır”. Burada en önemli nokta “Yaşanmışı değiştirme şansımız yok; dolayısıyla anılarla uğraşmanın ne anlamı var?” sorusudur. Anılarla ilgilenmedeki amaç, yaşantıyı değiştirmek değil, temel yaşantılarla bu günkü davranışlar arasındaki ortak noktaları yakalamak; yaşantıya bakış açısını, yaşantıdan çıkartılan yanlış sonuçları değiştirmektir. Mesela ebeveyni tarafından çokça eleştirilen bir çocuk kendini suçlu olarak algılayabilir; ancak anılar gerçekçi şekilde değerlendirildiğinde çocuğun hiç de suçlu olmadığı, aksine ebeveynin hatalı davrandığı anlaşılacaktır.

Şema Terapide Terk edilme Şeması İçin Belirlenen Genel Hedefler Şunlardır:

Diğer kişilerin eninde sonunda terk edecekleri, kişiden uzaklaşacakları, ya da tutarsız davranacaklarına ilişkin abartılı görüşü değiştirmek.

Diğerlerinin her zaman tutarlı ve müsait olması gerektiğine ilişkin gerçek dışı beklentiyi değiştirmek.

Partnerin orada olduğuna emin olmaya yönelik abartıyı ya da dışlanmaya odaklanmayı azaltmak

Tutarsız, dengesiz, ya da ölen veya evi terk eden ebeveyn anılarını yeniden yaşatmak için görselleştirme yoluyla anılara bakışı değiştirmek.

Tutarsız ebeveyne karşı öfkeyi dışa vurmak.

Kişinin, kendi ruhsal yapısının bir parçası olan “İçindeki Terk edilmiş Çocuğu” fark etmesi ve ona şefkat göstermesine yardımcı olmak.

Danışanın tutarlı ve güvenilir eşler seçmesini sağlamak.

Kişinin partnerleri aşırı kıskançlık, bağlanma ya da öfke ile uzaklaştırmamasını sağlamak.

Zamanla yalnızlığı tolere edebilmeyi öğrenmesini; güvenli, tutarlı ortamlara alışmasını sağlamak.

 

Şema Terapi yoluyla varılmak istenen nihai hedef, kişinin uygun davranışlar sergileyerek, sevilme, ait olma, beğenilme, eğlenme, sağlıklı sınırlar gibi temel insani ihtiyaçlarına ulaşmasını sağlamaktır. Bu da zaten hem psikolojik problemleri ortadan kaldıracak hem de daha doyum verici ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlayacaktır.

*

Süper Beyin Dergisi

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız