Müzik: Evreni keşfetmek, kendimizi keşfetmektir. Sonrasında tatlı melodilerle dolar ruhumuz. Bütün sesler doğanın ritminin insan zihnindeki düşleri ve haykırışlarıdır. Sesler ritim olduğunda şarkıya, şarkılarsa evrenin başka bir boyutuna götürebilir bizi. Yaşamayı hissetmek için önce inanmak, sonra duyumsamak lazım müziği.
Kahkaha: Kahkahalar çınladığında dört bir yanda her şey yeni baştan var olur, var olma sevinciyle dolar insan. Kahkahayı öldürürseniz neşeyi ve hayatınızı da öldürürsünüz. Yaşamın eğlenceli taraflarına odaklandığımızda kaliteli hayatın sırlarını elde edersiniz.
Düşler: Hayallerimize doğru güvenle ilerlemeliyiz. Bizi yaşama bağlayan, hayallerin gerçek hayata yansıma umududur.
Aşk: Aşkta güneşin sonsuzluğu gibi düşünün kendinizi. Sevginiz özgürdür ama tek değildir. Süreklidir ama sınırlı değildir. Sevdiğiniz sizin devamınız değil, sizden bağımsız bir bireydir; ama sizin ışığınızın yansımalarını taşır. Hoşgörünüz ve esneklik kabiliyetiniz arttıkça aşkınızın mükemmelliği doruğa ulaşır. Ne var ki, karşınızdaki kişi aşkın güzelliğini hazmedememişse, aşkınızı hak etmiyor demektir. Sevginizde yalnızlığa hazır olun derim. Aşkınızı maddiyatla karıştırmayın. Bu maddiyatçı ilişkinin, ruhsal ve zihinsel olgunlaşma vuku bulmadan oluştuğunda, ilerideki yaşamda son derece tartışmalı ve huzursuz tablolara dönüştüğünü görüyoruz. Sadece maddi beklentilerle var olan bir ilişki, yaşam tarzını zorlaştırır ve fakirleştirir. Bazen setler koyuşumuz ilişkimizi yanlış yönlendirmemize neden olur. Oysa aşk sonsuzdur.
Psikolog Yelda Aydın
www.gencgelisim.com