“Bir teneke demir mi yoksa bir teneke pamuk mu ağırdır?
Bu sorunun cevabını bilemeyen, veremeyen yoktur herhalde… Çoğunlukla: “Üzerinde düşünmeye, zaman kaybetmeye bile değmez.” diyenleri duyar gibiyiz. Ancak bu soruyu sorduğum çok sayıda kişinin cevabı, her ikisinin de eşit olduğu yönündeydi. Soruyu dikkatle incelediğimizde, bize muhtemelen daha önce duyduğumuz, “Bir kilo demir mi, yoksa bir kilo pamuk mu ağırdır?” sorusundan farklı bir soru olduğunu algılarız.
Bu örnekte olduğu gibi, çok iyi bildiğimiz bir durum karşısında kaçırdığımız küçük detaylar, bizi kolayca yanıltabilmektedir.
Zihnimizin çalışma düzeneğinde bulunan otomatik pilotumuz bizi yanıltmakta, ani tepkiler vererek detayları kaçırmamıza sebep olmaktadır. Bu nedenle gelen etkilere düşünerek ve mantığımızı kullanarak cevap vermeyi öğrenmeliyiz. Bu şekilde, olası detayları kaçırma riskimizi en aza indirgemiş oluruz.
Farkındalığımızı arttırmak adına seminerlerimde uyguladığım çalışmaları sizinle paylaşmak istiyorum. Bu çalışmalarda katılımcılara birçok soru soruyorum. Soracağım ilk soru için, matematiksel becerisi yüksek birinin gönüllü olmasını istiyorum. Gönüllüler arasından birini sahneye davet ederek matematiksel farkındalık sorusunu kendisine yöneltiyorum:
“Bir akvaryumda yüzen 11 balıktan 6’sı boğulursa, kaç tane balık kalır?” Katılımcıların cevabı, genellikle ilk yapılan yönlendirmenin etkisinde kalarak matematiksel çıkarımla sonucun “beş” olduğunu söylemek oluyor. Bu soruda kaçırmış olduğumuz detay, sorunun cevabını doğru vermemizi engellemiş olur. Çünkü cevap 11’dir. Balıklar suda yaşar ve boğulmazlar.
Birçok öğrenci, sınavlarda anlatılan detayları gözden kaçırdığından, sorulara doğru yanıt veremeyip istediği puanları alamaz. Daha sonra iş hayatına atıldıklarında da bu tip sorunlarla karşılaştıklarında doğru sonuçlara ulaşamazlar. İncelenen bir raporda, hazırlanan bir projede, okunan bir mailde ve gözden kaçırdığımız detaylardaki ayrıntıları fark edebildiğimizde, istediğimiz verimliliğe ulaşacağız. Çalışmalarımda kullandığım diğer bir soru da tarih bilgisi iyi olan katılımcılara…
Tarih bilgilerimizi biraz yoklayalım mı?
Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in babasının adı nedir?
Karşımıza böyle bir soru çıksaydı, “bilmiyorum” der, geçer miydik? Lütfen soruyu bir kere daha okuyalım. İşte cevabı içerisinde saklı olan bir soru. Ama birçok kişi bu soruya ön yargı ile “benim tarihle aram iyi değil” veya “hatırlamıyorum” diyerek cevap verebilir. Oysaki biraz dikkatlerini verseler veya önyargılı olmasalar, cevabın, sorunun içinde saklı olduğunu fark edebilirlerdi. O zaman sorunun cevabını biz verelim. Cevap, Kutalmış’tır.
İşte hayatımızda da bazı detayları, böylesine gözümüzün önünde dururken kaçırabiliyoruz. Fark ettiğimizde ise iş işten geçmiş olabiliyor. Özellikle eğitim sisteminin getirdiği ve rekabete dayalı sınavlarda detaylar ön plana çıkmaktadır. Bir öğrenciyi diğerinden ayırmak adına hazırlanan bu tip sorular ile başa çıkabilmek için etraflıca düşünmeyi öğrenmemiz gerekmekte. Bu beceriyi kazandığımızda sorulara başka bir gözle bakmayı öğrenebilir ve belki de gerçekten konusunu bilmediğimiz bir soruya cevap verebilme maharetini gösterebiliriz.
Yukarıdaki soruyu cevaplayabilmek için Süleyman Bey’i, yaşadığı dönemi ve akrabalık ilişkilerini bilmemiz çok da şart değil. Sadece soruyu dikkatlice okumak ve sakince düşünüp karar vermek işimizi kolaylaştıracaktır.
Oğuz Saygın
www.gencgelisim.com