Geçmişi ve Geleceği “Şimdi” Belirler

0
826

Ustası bir gün çırağı tuz almaya gönderdi.


Adeti olduğu üzere, çırak söylene söylene denilen şeyi yaptı. Döndüğünde ‘Şimdi tuzun ne gereği vardı?’ gibisinden bir edayla tuzu ustasının önüne koydu.

Usta ona, şimdi bir avuç tuzu bir bardak suya döküp karıştırmasını söyledi. Çırak yine suratı asık bir şekilde söyleneni yaptı. Usta ‘Şimdi de o suyu iç’ diye emretti. Çırak, önce kaşlarını çattı. Bir bardak tuzlu suyu içmesini nasıl isterdi ki ustası? Ama ona olan saygısından, zorlanarak da olsa bardaktan bir yudum aldı, almasıyla da tükürmesi bir oldu.

‘Tadı nasıldı?’ diye sordu usta.

‘Acı!’ diye kızgınlıkla cevap verdi çırak.

Usta anlamlı anlamlı gülümseyerek çırağı bu defa köyün kenarındaki tatlı su gölünün kıyısına götürdü. Çırağına aynı şeyi burada yapmasını, bir avuç suyu göle atmasını ve gölden su içmesini söyledi.

Çırak söyleneni yaptı, tuzu göle atıp, gölün tatlı suyundan kana kana içti. O ağzının kenarlarından akan suyu eliyle silerken ustası sordu:

‘Tadı nasıldı?’

‘Bal gibi tatlı!’ diye karşılık verdi çırak.

‘Tuzun tadını alabildin mi?’

‘Hayır’

Bunun üzerine, bilge usta, suyun yanında diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve ona ömrü boyunca unutamayacağı şu dersi verdi:

‘Evladım! Hayatımızdaki sıkıntılar tuz gibidir, ne azdır ne de çok. Sıkıntıların miktarı hep aynıdır. Ancak, bu sıkıntıların kişiye ne kadar ıstırap vereceği onun neyin içine konulacağına bağlıdır. Bir sıkıntının, ıstırabın olduğunda yapman gereken şey duygularını genişletmektir. Bardak olmayı bırakıp, göl olmaya çalışmaktır.’


www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız