1932 yılında Los Angeles Olimpiyatları’nda Fransız atlet Jules Noel’in disk atmada kırdığı olimpiyat rekoru sayılmadı. Çünkü atışı izlemesi gereken bütün hakemler, sırıkla yüksek atlama yarışmasını izlemek için arkalarını dönmüşlerdi.
1840 yılında ABD başkanlığına seçilen William Henry Harrison, çok soğuk bir günde Washington’da açık havada düzenlenen göreve başlama töreninde şapka ve palto giymeyi reddederek yaptığı uzun konuşma sonucu zatürree oldu. Yeni başkan sadece bir ay görev yaptıktan sonra öldü.
1975 yılında İngiliz bir çift, televizyonda en sevdikleri programı izlerken, erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu kalp krizi geçirerek öldü. Eşi, cenazeden sonra programın yapımcılarına bir mektup yazarak, kocasını hayatının son dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti.
1971 yılında toprak kaymalarını incelemek isteyen Japon bilim adamları, büyük bir yağmur fırtınası efekti yapmak için bir tepeyi yangın hortumlarıyla adam akıllı suladılar. Bu yüzden tepenin çökmesi sonucu meydana gelen heyelanda, dört bilim adamıyla 11 izleyici hayatını kaybetti.
Tarihimizde kayıtlı en müthiş oburlardan biri, III. Selim’in düşmanlarından, Aygır İmam diye meşhur Derviş Efendi isimli bir softadır. Bir seferinde 40 yumurta üstüne 2 okka pastırma doğratıp, bir pastırmalı yumurta yemiş; fakat koca leğeni sıyırdıktan az sonra dili ağzına sığmayıp ölmüştür. Aygır İmam Efendi’nin, III. Selim’in düşmanlarından olduğu söyleniyor. Gerçekten aygırlığına ithafen böyle bir hikâye mi uydurulmuş, yoksa III. Selim, Aygır Efendi’yi düşmanı olduğu için mi boğdurulmuş, araştırmak gerek…
İstanbul’da ilk kahvehane 16. asır ortalarında Tahtakale’de açıldı. Burada okuryazar ve zarif insanlar toplanır, edebi sohbetler yapar, satranç oynarlardı. Zamanla bunlar fazlalaştı. Bir ara da yasaklanmasına rağmen, kahvehaneler hâlâ hayatımızda…
Kanuni’nin sadrazamı İbrahim Paşa’nın adamlarından Alvaryo Griti adında birisi vardı. Bu zat, o zamanki Venedik Cumhuriyetinin elçisi idi. Taksim civarında bir sarayı vardı. Kendisine yazılan resmi evrakta “Beyoğlu” diye yâd olunurdu. Beyoğlu semtinin adı buradan gelmektedir.
Somatra Adası’nın en büyük kilisesinin çanı, eski bir Türk topundan yapılmıştır. Üzerinde II. Selim’in tuğrası vardır. Bu top, Somatra Müslümanlarına yardım için gönderilen Türk topçuları tarafından orada dökülmüş ve üzerine de bu ada Müslümanlarının Türkiye’ye tabiiyet alameti olarak bu padişahın tuğrası konmuştur.
Fatih’in 1454’te ilk yaptırdığı saray (eski saray) şimdiki üniversite yerinde idi. Yeni sarayın (şimdiki Topkapı Sarayı yerinde) inşasına da 1464’te başlandı. Bu sarayın yeri o zaman zeytinlikti.
Napolyon’un 15 bin kişi ile 20 günde geçebildiği çölü, Yavuz Selim, Mısır fethine giderken 60 bin kişi ile 10 günde geçmişti.
Adem Suad
www.gencgelisim.com