Ruhsal ve Uzaysal Hafıza Nedir?

0
1448

Tiyatro faaliyetleri, performans etkinlikleri ve müzik programları, çocuğun uzaysal hafızasını geliştirir. Uzaysal ve ruhsal hafıza, sosyal faaliyetlere dönük uygulamaların bütünüdür. Ama maalesef özellikle bu faaliyetler (beden eğitimi, müzik, görsel tasarım, resim) bizim eğitim sistemimizde demeyeyim de, daha doğru tabirle öğretmen ve öğrencilerimizin gözünde en hafif olan dersler olarak geçmektedir. Oysa beyin aktivitesini sürekli tutan, bilakis bu tür faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, öğrencide mutluluk duygusunu uyandırır. Bu duygu beyinde hareketlenmeye yol açar. Örneğin sinema faaliyetleri, öğrencide ahlâksal incelik ve dimağ açıklığı yaratır.

 

Öğretmenlerin Beyin Temelli Öğretimde Bilmesi Gerekenler

Kısa ve öz ifade edelim…Öğretmenlerimiz, çocuğa bir şeyler vermek için gerçekten çırpınıyorlar, onların fedakârlıklarını inkar etmek mümkün değil. Ancak burada söz konusu olan, daha etkili ve verimli öğrenmektir.

1) Beynin bütün bölgelerinin harekete geçmesi için, öğrenci üzerinde uyarıcılara ihtiyaç vardır. Sıkıcı ortamlar, beynin uyarılmasını dumura uğratır. Bu uyarıcılar da çocuk üzerinde etkin olacak olan gerekli sosyal faaliyetlerdir.

2) Yetişkinler dahil, çocukların da ihmal ettikleri ve adeta sosyal kültür anlayışı açısından önemi pek fark edilmeyen bir nokta var… O da suya gereken önemin verilmemesi. Su ihtiyacının yeteri düzeyde olmaması, çocukta uyuşukluk yaratır, ama çocuk kendisindeki uyuşukluğun ve istemsizliğin, susuzluğundan kaynaklandığını fark edemez. Kaldı ki bunu yetişkinler bile fark edemiyor. Zira günlük su ihtiyacı bir bilinçlilik halidir, yani toplumsal bir anlayıştır. Bu anlayış da bizim toplumda pek oturmuş görünmüyor. Susuz kalan bir beden, yetersiz öğrenmeye sebeptir. Su, vücuttaki elektrolit dengeyi sağladığından elzemdir. Çünkü beynin enerji kaynağıdır. Daha doğrusu beynin enerji kaynağı, kanın nüvesi olan glikoz ve proteinlerdir. Beyne günde tam 1000 litre kan gittiğini varsayarsak, bu durumun ne kadar önemli olduğunu kestirebiliriz.

3) Öğrencilere mutlaka ve mutlaka okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. Bunu yaparken, beynin geriye ket vurmaması için öncelikle onların seveceği içerikte kitaplar sunulmalıdır.

4) Sınıfta hep aynı ders modunda gidilmemelidir. Farklılıklar yaratılmalıdır.Yani farklı ders pozisyonları ihmal edilmemelidir.

5) Beynin huzurlu olması için, sınıfın içi sıcakkanlı bir ortam olmalıdır. Örneğin, en küçük kıstas,  öğrenci sıralarında mavi bir örtü olması şeklindedir.

6) Öğrenci, beyninde okulu canlandırdığı zaman huzuru kaçmamalıdır; okula severek gelmelidir.

7) Sınıf içinde “Öğrenilmiş Sükûnet” sağlanmalıdır. Nedir “Öğrenilmiş Sükûnet? Öğrencilerin kendi isteğiyle sınıf içinin huzurlu, sakin olmasını arzu etme bilinçliliğidir. Bu bilinçliliği öğretmenler, anne-babalarla koordineli olarak sağlayabilirler.

8)Sınıf içinde zekâ oyunlarına da imkan verilmelidir. Örneğin, sözcük doldurma gibi basit uygulamalar çocukta mutluluk yaratır.

9) İbretlik hayat öyküleri, çocuğun duygu dimağını müthiş geliştirir. Aynı zamanda onlarda insan olma ve insan gibi davranma ruhsallığını oluşturur.

10) Sınıf içi derslerdeki sürprizler öğrencinin hoşuna gider. Mesela bir anne-babanın derse alınması ve anne-babanın çocuklarla hasbıhal etmesi, öğrencinin beyni üzerinde olumlu etkiler yapar.

11) Öğrenicinin dikkatini canlı tutmak istiyorsanız, sınıfın içinde görsel materyallere ağırlık veriniz.

12) Unutulmamalıdır ki, öğrenicinin beyninin uyarılmasının en etken yolu, onlara  uçuk ve sıra dışı sorular yöneltmektir.

 

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız