Evet ya da Hayır Diyebilmek

0
784

Ben bu konuyu toplumsal bir yara olarak görüyorum. Karşı tarafı kırmamak için, içimiz ‘hayır’ dediği halde, ağzımızdan çıkan her ‘evet’ sözcüğü iç dünyamızı hançerliyor ve acıtıyor. Aslında bu ‘evet’ler içimizde birikiyor ve en sonunda patlamalara neden olabiliyor. En sonunda yeter artık taşıyamıyorum dercesine içimizde öyle bir ‘hayır’ çığlığı kopuyor ki, bundan her iki taraf da ağır yara alıyor. O halde ilişkiyi böyle bir ‘hayır’ patlamasına vardırmamak için gerektiği yerde ‘hayır’ demeli ve red sözcüklerini kullanmalıyız.  

Toplumumuzda ‘hayır’ kelimesi çok ağır bir red olarak algılanıyor. O zaman ‘hayır’ yerine biraz daha yumuşak bir üslup kullanabiliriz. Mesela, yeri geldiğinde ‘evet o senin doğrun, bu konuda sana saygı duyuyorum, ama ben de böyle düşünüyorum.’ Karşı tarafa istemediğiniz halde evet demektense ‘Sana saygı duyuyorum, bu senin doğrun’ derken, bu sözcüklerin altında tatlı bir ‘hayır’ vardır.

Yıllarca ‘evet’ diyen insanlar, zamanla kendilerini değersiz ve mutsuz hisseder, hayattan tat alamaz hale gelirler. Kişinin etrafı kırmadan kendisini yaşaması için, tatlı geçişlere dikkat etmesi gerekir. Uygun ortamlarda kendi bireyselliğini ortaya koymaktan kaçınmaması, yeri geldiğinde de ‘hayır’ları kullanması gereklidir.

Karadenizli bir aileyle çalışmıştık. Beyefendi çok despot biriydi. Eşiyle konuşurken bile sanki hanımını sesiyle dövüyordu. Beyefendiyle konuşurken ben bile irkiliyordum. Beyefendi inanılmaz derecede baskıcı ve yaptırımcıydı. Hanım, bu beyefendiye yıllarca ‘evet’ demekten bıktığını ifade etmişti: “Yirmi yedi yıllık evliliğim boyunca çok yıprandım, artık dayanamıyorum, çığlık atmak istiyorum, ‘Haaayır, yooooookk, kabul etmiyorum’ diye haykırmak istiyorum” demişti.

Hanım bu konuyu nasıl aşacağını danışmak üzere bana gelmişti. Beyefendiyi çağırıp görüştük. Gerçekten de beyefendi konuşurken hanımı dövüyor gibiydi. Zaten hanımın böyle despotça bir tavır karşısında itiraz etmesi mümkün değildi. Daha sonra beyefendi ile yalnız konuştum “Eşiniz çok özel ve değerli bir insan, sizin anneniz babanız varsa, onun da ailesi var. O da zamanında çok cici bir çocuk olarak yetiştirildi. Ama sizin yanlış tutumlarınız sebebiyle şu anda tamamen pasifize olmuş durumda. Ruhsal çöküntüye uğramış ve psikolojisi çok bozulmuş. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” dedim ve yine yardım amaçlı olarak dilini değiştirmesi, hiç değilse ses tonunu yumuşatması gerektiğini söyledim.

Beyefendinin tavrı zamanla yumuşadı. Hanımını dinlemeye ve anlamaya başladı. Hanım da artık çok daha mutlu oldu. Zaman zaman bu aileyle görüşüyorum, hanımın ne kadar mutlu olduğu, ses tonundan dahi çok rahat anlaşılabiliyor.

 

150 Soruda Evlilik/Akis Kitap

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız