Türkiye’nin öğrencilere yönelik en iyi dergisi Genç Öğrenci Dergisi, Ocak sayısıyla birlikte tekrar birbirinden güzel ve faydalı içerikleriyle bayilerde…
Genç Öğrenci Dergisi, öğrenciler kadar dopdolu ve cıvıl cıvıl… İçine sığmayan, kendini aşan bir enerjisi var. Sayfalarında, spor, sinema, tiyatro, bilişim, teknoloji, karikatür gibi eğlenceye yönelik aktiviteleri de işliyor.
Genç Öğrenci dergisi aynı zamanda bir kitap canavarı. Okuyucularına her sayıda e-kitap hediye ederek onların okuma alışkanlıklarını artırırken kitap kurdu olmaları yönünde de faydalı olmayı istiyor. Ocak sayısında ise iki dergi bir arada ve 4 adet e-kitap hediye…
Dergide ayrıca, “Hangi Hababam Sınıfı Karakterisin” adlı bir kişilik testi de yer alıyor.
Genç Öğrenci dergisinde yer alan konulardan bazıları:
· Eğitimde Başarı Yolları
· Etkili Ders Çalışma Teknikleri
· Hızlı Okuma ve Hızlı Test Çözme Teknikleri
· Motivasyon Kazanma ve Kaygı Giderme
· NLP ile Sınavlara Hazırlık
· Başarılı Olmuş Öğretmen ve Öğrenciler ile Söyleşiler
· Karakter Eğitimi
· Eğitimde Sıra dışı Teknikler
· Kişilik Özelliklerine Uygun Meslek Seçme
· Etkili Rehberlik
· Seçkin Okullar, Üniversitler
· Yurtdışında Eğitim
· Yabancı Dil Öğrenme Yolları
· Kişisel Gelişim
· Ders Çalışma Planlaması
· Dershane ve Okul ve İş Seçiminde Püf Noktalar…
Genç Öğrenci’ye takılarak hep birlikte gençlik sinerjisi oluşturmak dileğiyle…
GENÇ ÖĞRENCİ Sizi Sadece Sınavlara Değil Hayata da Hazırlar…
İşte Ocak sayısından bazı başlıklar:
Fetih 1453 Filminin Parlayan Yıldızı: Devrim Evin
Cansu Başak Civek’in hazırlamış olduğu söyleşide, Fetih 1453 filminin Fatih Sultan Mehmet karakterini canlandıran genç oyuncu Devrim Evin, çocukluğundan bu yana olan hayatının bir özetini, oyunculuk çalışmalarıyla ilgili bilmediklerinizi ve hayata olan bakış açısını sizlerle paylaşıyor.
Edison da Bir Zamanlar Öğrenciydi
20. yy’ın ikinci yarısında bilim çevrelerince, insanların tekli zekâ yapısından oluşmadığı, aslında çoklu zekâ modelinden oluştuğu ifade edilmiştir. Edison’un bizden farkı, çoklu zekâsını birbiriyle örüntülü bir şekilde birleştirmesindeydi.
Edison, çocukluk yaşlarında annesinin geçirmiş olduğu hastalık için çok üzülmüş ve fizikte var olan prensipleri kullanarak, aynaları karşılıklı olarak koymuş ve ortada duran mumun ışığının yansımasını ve böylece büyük bir ışık kaynağının eldesini gerçekleştirmiştir. Bu şekilde elde edilen ışıklı ortamda doktor, Edison’un annesini muayene etmiş ve tedaviyi gerçekleştirmiştir.
Edison’un bizden farkı, çoklu zekâsını birbiriyle örüntü kurabilecek şekilde birleştirmeyi başarmasındaydı. Bu tarz düşünmeye de muhtemelen öğrencilik yıllarında başladı. Edison, zekâsını sadece öğrenme anında değil, hayatın tüm ifadesinde yaşamasını bildi. Bu da onun birçok buluşu yapmasını sağladı.
Eğitimde Başarının Yükseleni: Öğrenci Koçluğu
Ergenlik döneminin zor yokuşlarını çıkmaya çalışan öğrenciler, hem bu dönemin problemleriyle uğraşmaktalar ve hem de ders ve sınavların ezici yükünü sırtlanmaya çalışmaktalar. Bu zor dönemde, hedef belirlemede ya çok uzun süreler sonrasına sadece hayaller ekliyorlar ya da kendini çok dip noktalarda görüp karamsar oluyorlar. Bu durum, açmazlardan birisidir. Bu noktada koça ihtiyaç duymak kaçınılmazdır.
Açmazlardan diğeri de şöyle ki, bilindik şu tablo her gün tekrarlanır: Öğrenci her gün okuldan eve gelirken, hatta sabah evden çıkarken muhteşem kararlar alır, çalışmak için programlar yapar, listeler hazırlar, o gün çalışacağı konuları belirler, yapması gerekenleri sıralar ve eve adımını atar. Önce yemek yer, biraz dinleneyim der, sonra biraz dinlenir biraz da bilgisayarı açayım der; biraz bilgisayarı açar, sonra birkaç arkadaşımı arayayım ve mesaj atayım der… Bu süreç böylece uzar gider. Sonra bir bakar ki, akşam dizileri başlamış, “izleyeyim de oturayım çalışmaya” der ve işte orada artık gün biter, uyku vakti gelir. Bu akıp giden zamanda öğrenilmesi gerekenler yığılır, sınav dönemine doğru panik başlar, telaş artar.
İşte bu noktada koçluk devreye girer. Birey, kendini ayakta tutacak, adeta hesap verecek birine gereksinim duyar. Sakın bundan, “koç, ‘yap!’ der, öğrenci de yapar” şeklinde bir şey çıkarılmasın… Gerçek koç, durumun bu farkındalık ile ne yapması gerektiğini öğrenciye fark ettirir.
Artık Herkes Üniversiteli Olacak
Sen bir iş adamısın. Şirketinde çalıştırılmak üzere dört tane makine mühendisine ihtiyacın var. Müracaat 100 kişi… Bu dört kişiyi nasıl seçersin? İlk gelen dördünü mü alırsın? Yoksa özel bir testten mi geçirirsin?
Bundan 15 yıl önce sadece 70 civarında üniversite vardı. Oysa geçenlerde okuduğum bir haberde sadece İstanbul’da 50’ye yakın üniversitenin kurulması için çalışmalar başlamış. Süper bir şey!
Anlatamadım mı? Sadece İstanbul’da 50 üniversite dedim. Ayrıca her şehrin bir üniversitesi var. Harika! Çok yakın bir zamanda her lise bitiren, bir üniversiteye girebilecek. Hoş, açık öğretimi sayarsak bugün de gidebiliyor ya… Ama formel anlamda üniversiteler, yakın bir zamanda sınava giren bütün öğrencileri alacaklar. Sevindirici. Çok mutlu edici.
Tercih yapacak dostlara, “valla dikkat edin” derim. Çok ciddi bir hata ile boşta kalacağınız bir bölümü tercih ederseniz, sonrasında iğne ile kuyu kazmaya başlarsınız, haberiniz olsun. Araştırın ya! Nerelerde iş buluyorlar? Çalışma koşulları, istihdam imkanları neler? Hepsini bulacağınız yüzlerce kaynak var. Hiç bulamadınızsa, o bölümü bitirmiş bir mezun bulun sorun. Bitirdiğin bölümle ilgili en iyilerinden birisi olmalısın. Yok başka çaresi dostum!
Okulda Ve Hayatta Başarılı Olmanın Sırları
Başarının ölçüsü, sarf edilen emek değil, sonuçta elde edilen başarıdır. Bir iş mülakatı yapılırken kimse üniversite mezununa kaç saat çalıştığını sormayacaktır; onların ilgilendiği tek şey, çalışmalarının sonunda elde edilen notlardır. Ve nispeten, ortalama becerilere sahip diğer öğrenciler sınavlardan yüksek notlarla geçerken, ziyadesiyle zeki olan öğrencilerin kalması da olağandışı bir durum değildir. Peki, o zaman okulda ve hayatın sonraki aşamalarında başarının sırrı nedir?
Öğrenmeye Hazırlanma
Yapılan bir çalışmaya göre, 1953 yılında Yale Üniversitesi’nden mezun olan öğrencilerin sadece %3’ünün hedeflerine ve belli başlı planlarına ulaşmak adına bunları yazıya döktüğü ortaya çıktı; ne var ki bundan 20 yıl sonra o %3’lük grup tek başına kalan %97’den daha fazla para kazanmaktaydı! Başarı söz konusu olduğunda planlama ve hazırlık büyük önem taşır.
Başarı İpucu No 1: Çalışmaya başlamadan önce, neyi öğrenmeniz gerektiğini yazın. Bunu hem kısa vadedeki hedefleriniz, hem de sene boyunca elde edilmesi gerekenler için yapın. Bu planı düzenli olarak gözden geçirin, zira bu plan, beyni öğrenmeye hazırlayacak ve hâlihazırda bildiklerimizle bağlantılar kuracaktır.
Başarı İpucu No 2: Çalışma sürenizi 20 dakikada bir, kısa molalar verip bu molalar sırasında sadece birkaç dakikalığına fiziksel aktiviteler yapacak şekilde planlayın; bu kana oksijen katacaktır. Çalışma süresince su içilmesi de dikkat ve konsantrasyona katkıda bulunacaktır.
Başarı İpucu No. 3: Kitabı birinci sayfadan açıp okumaya başlamayın! Bir kitabın içeriğini öğrenmenin zekice yöntemi ilk olarak arka sayfayı ya da içindekiler sayfasını okumaktır. Daha sonra birkaç dakika sayfaları şöyle bir gözden geçirin, nispeten değişik görünen cümle ve baslıkları okuyup kitaptaki resim ve şemalara bakin. Her bir bölümün ya da kitabın başında veya sonunda özet var mı yok mu diye kontrol edip bunları okuyun. Sonra kitabın ortalarından rasgele bir sayfa açıp okuyun. Bunların hepsi beyni alacağı bilgi türüne alıştırır ve hâlihazırda hafızada depolanmış olan bilgilerle bağlantı kurma sürecine başlar. Sonra da kitabı okumaya başlayın!