İngilizcede Before Kullanımı ve Örnek Cümleleri

0
2715

İngilizcede ‘Before’ ‘önce’, ‘öncesinde’, ‘önünde’, ‘evvel’ anlamlarında kullanılan bir kelimedir. Yine çok yoğun kullanımı olan bir kelimedir. Zarf olarak cümlenin içinde belirtilen anlamlarda kullanılır. Yan cümlenin başında yine aynı anlamda kullanılır. Ama burda önemli olan yan cümlede anlatılan olay – zaman sırasına göre – ana cümledekinden daha önce oluşur veya daha önce oluşması bekleniyor olmasıdır. Yani başında ‘before’ olan yan cümledeki eylem ya da fiil, ana cümledekinden önce gerçekleşir ya da gerçekleşmesi olasıdır. Zor gibi görünsede çok kolaydır sevgili dostlar.

Şimdi örnekleri görünce daha kolay anlayacaksınız zaten:

My lover called me up just before I leaved my home. –> Aşkım, ben evden ayrılmadan hemen önce telefonla aradı.

A gambler has to motivate himself before every game. –> Kumarbaz her oyundan önce kendi kendisini motive etmek zorundadır.

How long does it take before we reach the solution? –> Çözüme ulaşmak ne kadar zamanımızı alır? (Çözüme ulaşmadan önce ne kadar zaman gider?)

Many people want to tidy his life up before the new year. –> Bir çok insan yeni yıldan önce yaşamını düzene sokmak ister.
I met my old friend just before turning the corner of street. –> Caddenin köşesini dönmeden hemen önce eski arkadaşıma rastladım.

Learn to walk before you run! –> Koşmadan önce yürümeyi öğren!

Canned foods must be consumed before the expiry date. –> Konserve yiyecekler, son kullanma tarihinden önce mutlaka tüketilmeli.

Put mind in gear before opening mouth! –> Önce düşün, sonra konuş! (Ağzını açmadan önce zihnini dişlilere koy)

The year before, it had rained too much. –> Geçen yıl (önceki yıl) çok yağmur yağdı.

Read this line and the one before! –> Bu satırı ve bir öncekini oku!

It was an hour before the police arrived. –> Bir saat önce polis geldi.

Since only a very few of you have probably ever been confronted with such a situation before, I explain everything about this situation. –> Muhtemelen sizin aranızdan yalnızca çok az bir kısım, böylesi bir durumla daha önce hiç karşılaşmadığından dolayı bu duruma ilişkin her şeyi açıklıyorum.

Come and see me before you leave! –> Beni terk etmeden önce gel ve beni gör!

Haven’t we met before somewhere? –> Daha önce bir yerde karşılaştık mı?

All are equal before law. –> Herkes yasa önünde eşittir.

I think, I told something about this subject before. –> Sanırım, Bu konu hakkında önceden bir şey söylemiştim.

A goes before B in Alphabet. –> A, alfabede B’den önce gelir.

Before we got the test results back, a month had gone by. –> Biz test sonuçlarını alana kadar bir ay geçti bile. (Biz test sonuçlarını almadan önce bir ay geçti)

It will be two weeks before he arrives. –> Onun gelmesi iki haftayı bulur. (O gelmeden önce iki hafta olacak)

You cannot go before you’ve finished! –> Bitirmeden önce bir yere gidemezsin.

He must say the password at the door before they’ll let him in. –> Onu içeri almalarından önce kapıda parolayı söylemek zorunda.

Speaker stood up and talked before the audience. –> Sunucu seyircilerin huzurunda ayakta durup konuştu.

I can’t figure out where we’ve met before. –> Daha önce nerede karşılaştığımızı tam çıkaramadım.

Dolmabahçe Palace would have to have been built before the beginning of the twentieth century. –> Dolmabahçe Sarayı yirminci yüzyılın başlangıcından önce yapılmış olmalı.

İstiklal Street in İstanbul would have to have been called as “Grand Rue de Pera” (The Great Street of Pera [Beyoğlu]), before the establishment of the Republic. –> İstanbul’daki İstiklâl Caddesi, Cumhuriyet’in kuruluşundan önce “Grand Rue de Pera” (Pera’nın [Beyoğlu] Büyük Caddesi) olarak adlandırılmış olmalı.

Başarılar diliyoruz sevgili dostlar.

İngilizce Delisi Ekibi

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız