İngilizcede ki “Many” Türkçe karşılık olarak “çok”, epey”, “çoğu”, “fazla” anlamlarına gelmektedir. İngilizcede bu anlamlara bir başka kelime de “much”. İkisi arasındaki fark şudur: “Many” sayılabilir çokluklar için, “much” ise sayılamayan çokluklar içindir. Örneğin “many people” (çok insan), “much water” (çok su) gibi.
Gelelim “many” ile ilgili örnek cümlelerimize:
I don’t know many students in the school. –> Okulda çoğu öğrenciyi tanımıyorum.
This book won a prize, but it is not sold so many. –> Bu kitap ödül kazandı, ama çok fazla satılmadı.
As we know, you read many books. –> Bildiğimiz gibi, sen çok kitap okursun.
Many people want to tidy his life up before the new year. –> Bir çok insan yeni yıldan önce yaşamını düzene sokmak ister.
Peoples are like rainbow, they have many colours. –> İnsanlar gökkuşağı gibi, epey renkleri var.
Many people wants to have better income. –> Çoğu insan daha iyi bir gelire sahip olmayı ister.
There are not many of them. –> Onların çoğu yok.
There are only twenty four hours in a day. –> Bir günde sadece yirmi dört saat var.
There are too many disadvantages in this business. –> Bu işte çok dezavantaj var.
There aren’t that many people here. –> Burada çok insan yok.
Pelin always cooks too many meals. –> Pelin her zaman çok yemek pişirir.
Why do you always ask many questions? –> Neden daima çok soru soruyorsun?
I have so many neighbours. But I don’t know many of them. –> Bir sürü komşum var. Ama çoğunu tanımıyorum.
Many marriages break down because of a lack of compatibility between the two partners. –> Çoğu evlilik iki eş arasındaki uyum eksikliğinden dolayı parçalanıyor.
There are too many radio stations in Ankara. But many of them have no quality. –> Ankara’da çok fazla radyo istasyonu var. Fakat çoğunda kalite yok.
It’s a good film. Therefore many people want to see it. –> O, iyi bir film. Bu nedenle çoğu insan görmek istiyor.
There are too many people in the party. –> Partide çok fazla insan var.
Every wise man started out by asking many questions. –> Her akil adam çok soru sorarak başladı.
I’d be interested in knowing how many buildings my uncle has. –> Amcamın kaç binası olduğunu bilmek ilgimi çekebilirdi.
Many of those gathered around the table. –> Onların çoğu masanın etrafında toplandı.
With many years of experience he solves the problems. –> Bunca yılın deneyimiyle sorunları çözüyor.
Başarılar diliyoruz, yeni konumuzda buluşmak üzere…
İngilizce Delisi Ekibi