ARNOLD SCHWARZENEGGER ve STEPHEN HAWKİNG

0
875

ARNOLD SCHWARZENEGGER

Sinema dünyasındaki ilk girişimi olan ‘’Star Hungry’’ (Aç Kal), hiç de o denli büyük ümitler vermiyordu. Konuşmasındaki Avusturyalı aksanı ve sahip olduğu sarkık bir dev cüssesi de onun sinema izleyicileri tarafından çabucak benimsenebileceği izlenimini uyandırmaktan epeyce uzaktı.

976 yılında röportaj amacıyla buluştuğumuz lokantada onu tanıyan bir tek kişi bile yoktu.

Konuşmamızın akışı içinde:’’Şimdi artık vücut geliştirme sporunu bıraktığına göre, bundan sonra ne yapacaksın?’’ diye sordum.

Bu sorumu yanıtlarken sesi sanki son derece sıradan bir hafta sonu tatili planından söz edermişcesine sakindi.’’Hollwood’un gişe rekorlerı kıran, gelmiş geçmiş en büyük yıldızı olacağım.’’

O sırada karşımda duran kişinin bu gün bildiğimiz ince ve esnek vücutlu Arnold Schwarzenegger olmadığını anımsatmak isterim. O sıralarda şişkin adaleli, dev cüsseli bir adamdı. İşte bu nedenle, onun sözünü ettiği hedefi akla yakın bulmuş görünmeye çabalıyordum.

‘’Vücut geliştirme sporu sırasında izlediğim yöntemle,’’diye açıklama gereği duydu.’’Yapmanız gereken şey ne olmak istediğinize ilişkin bir vizyon oluşturmak ve sanki o görüntü şimdiden bir gerçekmiş gibi, o resme uygun yaşamaktır.’’

STEPHEN HAWKİNG

Harap bir bedenden fışkıran büyük deha 1942 yılında İngiltere’de doğan Hawking okul dönemlerinde hareketli ve sağlıklı bir öğrenciydi. Oxford Üniversitesi’nin Fizik bölümünü birincilikle bitirdi.
Hayatının kâbus dolu günleri, ALS Motor Nöron hastalığına yakalanmasıyla başladı. Omurilik ve beynindeki şuurlu kas hareketlerini düzenleyen sinir hücreleri dağılmıştı. Konuşma bozukluğu ve yutma güçlüğü çekiyordu. Derken elleri de tutmaz oldu. Genç yaştaki Hawking’in vücudu, beyni dışında resmen çökmüştü. Hatta doktorlar ancak iki yıl ömrü kaldığını düşünüyorlardı. Morali, ruh hali bir yıkım içinde olan Hawking sürekli klasik müzik dinleyip bilim kurgu romanları okumaya başladı. Ancak ailesinin ve hocası Scima’nın yoğun ilgisi ve sevgisiyle hayata tekrar bağlanarak doktorları yanılttı. Ama artık ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm konuşamayan biri haline gelmişti. İletişimini ancak bilgisayar yardımı ile sağlayabiliyordu.

Sağlık durumunun bu kadar bozuk olmasına rağmen âşık oldu ve evlendi. Eşinin yardımıyla yüksek lisansını, ardından doktorasını yaptı ve profesör oldu. 1978 yılında teorik fizikteki en büyük ödül olan Albert Einstein ödülünü aldı. 1982 yılına gelindiğinde artık dünyanın dört bir tarafından ödüller yağmaya başlamıştı. Kraliçe tarafından verilen Britanya İmparatorluğu Kumandanı nişanı bunlardan biriydi. Küresel ısınmayı ilk ortaya atan Stephen Hawking oldu. Buna benzer teorilerin ve verilerin sahibi olan Hawking acı çekerek zirveye çıkanlara en büyük örneklerden…


LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız