Eğer yanlış bir işe kalkışıyorsak, gözlerimizin önünden geçmişteki tecrübelerimiz geçer. Beynimiz bize benzer sahneleri gösterir. “Bak daha önce de yaptın, sonucunu görebiliyor musun?” der. Beynimizde yaşadıklarımız, gördüklerimiz, bir film şeridi gibi dönüp dolaşır…
Yazar : Ayhan YILMAZ
www.ayhanyilmaz.com
Eğer yanlış bir işe kalkışıyorsak, gözlerimizin önünden geçmişteki tecrübelerimiz geçer. Beynimiz bize benzer sahneleri gösterir. “Bak daha önce de yaptın, sonucunu görebiliyor musun?” der. Beynimizde yaşadıklarımız, gördüklerimiz, bir film şeridi gibi dönüp dolaşır. İstediğimiz karesini durdurur, tekrar seyrederiz.
Bir film gibi kendi hayatınızı izlediğinizi düşünebiliyor musunuz, ne tuhaf olurdu değil mi? Acaba neleri yapmanızı veya yapmamanızı isterdiniz? “Öyle yapma böyle yap” dediğiniz şeyler olur muydu? Nasıl ki bir filmde “dur yapmaa” dediğimiz anlar oluyor ya kendinize de böyle şeyler söyler miydiniz? Dünya bir film sahnesi siz de bir oyuncusunuz, kendi rolünüzü oynuyorsunuz. Acıları tatlıları ve hüzünleriyle oynadığınız rolden her şekilde bir mutluluk dersi çıkarabiliyorsunuz…
Bazen şunu söyleriz, hani hayatımızı tehdit eden bir olay karşısında, “hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti.” Anlatmak istediğimiz aslında, zamanda gerilere gidip, bazı anıları hatırladığımızdır. O duyduğumuz dehşetle beraber, bazı anılarımız beynimizde canlanır. Şunu çıkarıyorum buradan, demek ki beyin birçok durumda olduğu gibi, kendisine tehdit oluşturabilecek bir olay karşısında da geçmişte yaşadığı anlara dönüyor. Yani bir anlamda zaman içerisinde yolculuk yapıyor.
Şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Sevdiğimiz veya hoşumuza giden bir filmi izlerken zamanın nasıl akıp gittiğini bile fark edemeyiz. Bazen “aaa bitti mi?” dediğimiz anlar olmuştur. Tam tersi sıkıcı bulduğumuz bir filmi izlerken zaman geçmek bilmez. Biz de ne yaparız bir filmi izlerken sıkılırsak? Elbette uyuruz! Bu da işin en kolay kısmı gibi geliyor bana. İstenmeyen sahneler kolayca atlanır çünkü böylece.
“Click” adlı filmde Michael Newman tam bir iş koliktir. Ailesine ayıracak pek fazla zamanı da yoktur. Çoktan bir müdürlüğü hak ettiğini düşünerek bir türlü memnun olmayan patronunu etkilemeye çalışmaktadır. Deli ruhlu bir tezgâhtar olan Morty ile tanıştığında aradığını da bulur. Hayatın küçük problemlerini atlatabilen evrensel bir uzaktan kumanda…
İlk başta istemediği anları ileri sarıyor kumandasıyla. Elbette ileri sardığı o kısımlar ömründen silinip gidiyor. Adamımız geçmişi-geleceği tararken zamanı istediği gibi kontrol ettiğini sanıyor. Bir müddet sonra yaşlandığını ve birçok olayı atladığını fark ediyor. Çünkü kumandanın hafızası bir defa ileri sarılan olayları kaydediyor ve benzer durumlarla karşılaştığında otomatik olarak ileri sarıyor. Öyle bir an geliyor ki eşi başka biriyle evlenmiş, çocukları büyümüş, babası ölmüş. Kumandayı ona veren kim mi? Tabii ki ölüm meleği. Daha sonra uyanıyor mağazada uyuyakaldığı yataktan. Doğruca eşinin ve ailesinin yanına gidiyor…
Eğer yanlış bir işe kalkışıyorsak, gözlerimizin önünden geçmişteki tecrübelerimiz geçer. Beynimiz bize benzer sahneleri gösterir. “Bak daha önce de yaptın, sonucunu görebiliyor musun?” der. Beynimizde yaşadıklarımız, gördüklerimiz, bir film şeridi gibi dönüp dolaşır. İstediğimiz karesini durdurur, tekrar seyrederiz. İyi ve güzel bir filmse geri alır, tekrar seyrederiz. Bazen istemediğimiz görüntüleri siler, bazen de hızlıca ileriye sararız. İşte insan bir iş yaparken geçmişte yaşadıklarını görerek ona göre hareket etmelidir. Yaptığı bir yanlışı görüp ona göre kendisini yönlendirmelidir.
Sahi siz de bir evrensel kumandaya sahip olmak ister miydiniz?
"Dünya bir film sahnesi siz de bir oyuncusunuz, kendi rolünüzü oynuyorsunuz. Acıları tatlıları ve hüzünleriyle oynadığınız rolden her şekilde bir mutluluk dersi çıkarabiliyorsunuz…"