Bazen Kirlenmek İyidir

0
885

Herkesin silgisi olsaydı kirlenmek en güzeliydi. Bazı kalemler var ki çok kalın yazar; silmesi zor olan, bazı kalemler var ki; çok ince yazar, en ucuz silgiyle yok olan. Kalemlerinizin kalitesi doğru adımlarınızda saklı; öyle derin, öyle kalın yazın…

 

 

 

 

 Yazar : Aşkım Kapışmak
www.askimkapismak.net

Herkesin silgisi olsaydı kirlenmek en güzeliydi. Bazı kalemler var ki çok kalın yazar; silmesi zor olan, bazı kalemler var ki; çok ince yazar, en ucuz silgiyle yok olan. Kalemlerinizin kalitesi doğru adımlarınızda saklı; öyle derin, öyle kalın yazın ki başarılarınız silinmesin.

Ana rahminden bir yolculukla başlıyor kirli hallerimiz, bir doktorun elinde temizlenip veriliyoruz bilmediğimiz dünyaya. Daha gözümüzü açtığımız andan itibaren ilk önce öğretilenlerin başında geliyor temiz olmak. Belki de biliniyor ölene kadar kirleneceğimiz.
Her yemekten önce her yemekten sonra, dışarıda oyun oynadıktan sonra, okuldan eve gelince, dışarıda bir hayvanı sevdikten sonra… Her sabah kalkınca gecenin kirini temizlemek için ya da dedikleri gibi uykuda şeytanın pisliğine maruz kaldığımız için temizlenmemiz gerekiyor.
Yaşadığımız her alanı durmadan kirletiyoruz. Evimizi, sokağımızı, okulumuzu, işyerimizi, barları, sokakları, vapur iskelelerini, arabamızı, sahilde güneşlendiğimiz şezlongun etrafını, içinde yüzdüğümüz denizleri…
Bedenimiz kadar ruhumuzu da kirletiyoruz. Ama temizleyecek malzememiz olduktan sonra kirlenmek az da olsa iyidir.
Annemizden, babamızdan korkularımızla başlıyor kirlenmemiz. Daha ilk yalanı söylüyoruz  “ben yapmadım”.
Okullarda devam ediyor kirlenmemiz, çektiğimiz kopyaları bile bile “ben çekmedim” diyerek, “tamam çalışacağım” deyip çalışmayarak kirleniyoruz.
Büyüdükçe arkadaşlarla kirleniyoruz, oyunlar oynuyoruz; saklambaçlarda 100’e kadar saymamız gerekirken 20’ye gelmeden bitti diyerek kirleniyoruz.
 Aşk yaşları geliyor aşkın içinde kirleniyoruz; seni çok seviyorum diyoruz ama tek isteğimiz kendimizi sevmek kendimizi onsuz bırakmamak. Kendimi seviyorum en çok kendim için seni istiyorum demeyerek kirleniyoruz.
Sır yaşları geliyor, dostlar ediniyoruz. Sadece sırlarını alıp sırlarımızı vermeyerek dostmuş yalanlarıyla kirleniyoruz.
Meslek yaşları geliyor, hayatta kalabilmek için işler yapıyoruz. Her insan sevdiği işi yapmalı diyen dünyada, sevmediğimiz işlerde çalışarak kirleniyoruz.
Evlilik yaşları geliyor, kendine benzemeyeni bulup kendine benzetmek için evlilik törenleri yapıyoruz. En büyük yeminleri ediyoruz; hastalıkta, sağlıkta, varlıkta, yoklukta daima deyip bir bir boşanarak kirleniyoruz.
En temiz hale gelene kadar en pis hallere giriyoruz. Bazen yalanlarla kirletiyoruz ruhumuzu, temizleyecek doğrularımız varsa, kalp kırarak kirletiyoruz temizleyecek özrümüz varsa, kötü sözlerle kirletiyoruz temizleyecek güzel sözlerimiz varsa kirlenmek az da olsa iyidir.
Doğduğumuz anda başkalarının kalemleriyle çiziliyor hayatımız. Sonra bize veriliyor kalemler bizler çiziyoruz yaşayacaklarımızı. Elimize kalemleri verenler silgileri unutuyor.
Herkesin silgisi olsaydı kirlenmek en güzeliydi. Bazı kalemler var ki çok kalın yazar; silmesi zor olan, bazı kalemler var ki; çok ince yazar, en ucuz silgiyle yok olan. Kalemlerinizin kalitesi doğru adımlarınızda saklı; öyle derin, öyle kalın yazın ki başarılarınız silinmesin.
Silgilerinizin kalitesi yanlış adımlarınızda saklı; ne kadar kirlenirseniz kirlenin temizleyecek kadar kaliteli olsun. Her ikisine de sahipseniz, bazen KİRLENMEK İYİDİR.
Bu evren bize doğrularla yanlışlarla verildi. Ne yapmamız gerektiğini bildiğimiz halde, o kadar çok hata yapıyoruz ki.
Yaratıcı her şeyi yapabilmemiz için bize irade vermiş. İnsan iyi ve kötüyü bilir, hangisini çok düşünürse onu yaşar. Aslında kimse bizi kirletmez, bizi kirleten de temizleyen de kendimiziz.
İnsanoğlunu yanıldığı tek şey; geçmişi düşünürken yaşadığı olumsuzluklar için sürekli suçlu aramak. Hiçbirimiz doğuştan iyi ya da kötü doğmayız. Bu özelliklere sonradan sahip oluruz. İnsan kullanma kılavuzu olmayan varlıktır. Ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Belli olan tek şey her şeyin sebebi verdiğimiz tepkilerdir.
Bir anda verdiğimiz tepkilerle boşanıp bir anda verdiğimiz tepkilerle evleniyoruz. Bir anda iflas edip bir anda büyüyoruz. Yeryüzündeki en büyük dostumuz ve düşmanımız değişmedi, değişmeyecek; o aynada baktığımızda gördüğümüz kişi.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız