Japon Sanatçı ve Aktivist Yoko Ono ve John Lennon’un Aşkı

0
1814

“Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı.

Okula gitmeye başladığım zaman sınavda bana:

‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun?’ diye sordular.

Ben de onlara, ‘mutlu olmak istiyorum’ diye cevap verdim.

Onlar bana soruyu anlamadığımı söylediler.

Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim…”

John Lennon

 

 

Güzel başlayan ama John Lennon’un öldürülmesiyle biten, maceralı ve hazin bir aşk hikâyesi, terazi ve kovanın uyumu ve heyecanlı bir hayat, kendilerini birbirlerinde bulan iki sanatçı.

Yoko Ono, 18 Şubat 1933’te Japonya’nın Tokyo şehrinde doğar. Çok yönlü bir kadın olacaktır her zaman, orijinal, kimseye benzemeyen tavırlarıyla.

Yoko Ono, 2. Dünya Savaşı sırasında ailesiyle Amerika’ya gelmiş, burada felsefe ve müzik okumuştur. Ressamdır aynı zamanda.

Kova kadınının tipik özelliklerini taşıyordu Yoko. Kendine has duruşu, özgüveni ve yenilikçi oluşuyla, kendi başına buyruk tavırlarıyla tam bir kova kadınıydı.

John Lennon ise 9 Ekim 1940 yılında İngiltere’nin Liverpool şehrinde doğar. Anne babası o 2 yaşındayken ayrılır. Annesi, John Lennon 17 yaşındayken bir trafik kazasında ölür. Denizci olan babasını ise sadece iki kez görür hayatında.

John Lennon, bazı eleştirmenler tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en büyük grubu sayılan The Beatles’ın kurucularından biriydi. Bu grup o dönemde dünya listelerini altüst edecekti. Kazandıkları ödülleri kendileri bile sayamayacaklardı.

John Lennon da terazi burcunun tipik özelliklerini taşıyor, sanatçı ruhu, naifliği, duyarlı hâlleri, insancıllığı ve zekâsıyla kitleleri peşinden koşturuyordu.

Ama o birinin, sadece bir kişinin peşinde koşacaktı, bundan da hiç gocunmayacaktı. Hayatının kadını Yoko Ono’nun…

John Lennon ile Yoko Ono, 1966 yılında, Yoko Ono’nun Londra’daki resim sergisinde tanıştılar. Birbirlerinden etkilendiler.

Yoko Ono, John Lennon’dan 7 yaş büyüktü. Yoko Ono’nun aktivist ve entelektüel duruşu, John Lennon’un terazi ruhunda devrimler oluşturuyordu.

John Lennon ve Yoko Ono, 1969 yılında evlendiler. İkisi de birbirlerinden farklıydı ama evlenince tamamlandılar, benzeştiler.

John Lennon için Yoko Ono o kadar değerliydi ki onun ürettiği projeler için kendi yeteneklerini, popülerliğini bir kenara atmıştı. Onunla birlikte savaş karşıtı filmler, şarkılar yaptı. Onunla birlikte Vietnam Savaşı’nı protesto amaçlı çalışmalarda bulundu.

John Lennon, dünyadaki The Beatles fanatiklerinden hiçbirinin sevmediği ve adını “Japon Cadısı” koyduğu Yoko Ono ile evlenince müzik hayatını bir kenara bırakmış, daha çok sosyal projelerde yer almaya başlamıştı.

Yoko Ono ile evlendiği yıl The Beatles grubundan da ayrılıyordu. John Lennon, Yoko Ono ile evlenince onunla birlikte albümler yapmaya ve savaş karşıtı eylemler içinde yer almaya başladılar.

John Lennon ve Yoko Ono, 1971 yılında on iki şehirde billboardlara “Savaş biter, eğer sen istersen. John ve Yoko’dan mutlu Noeller.” yazdırdı.

John Lennon’un Yoko Ono ile yaptığı bu aktivist mücadele onun terazi ruhunun, adalet, barış ve uzlaşmadan yana olan tutumunun yansımalarıydı. Aslında yaptıklarının aynı zamanda kendi içinden geldiğini, onun barışçı yanını gösterdiğini söylemek mümkündür. Yoko Ono ile çok mutlu olan John Lennon’un, elbette sevdiklerine sahip çıkan yönü de davranışlarını etkilemiştir.

Çünkü kısıtlanmaktan hoşlanmayan terazi ruhuna, içinden gelmeyen hiçbir şeyi yaptırmak mümkün değildir. Televizyonlara verdiği cesur, özgürce açıklamalarıyla, zekice cevaplarıyla, insanların, olayları sorgulamasını sağlıyordu usta müzisyen.

Barış mücadelesi onun ruhuna uygundu…

İki ünlü sanatçının uzun süren beraberliğine herkes şaşırıyor ve John Lennon bir röportajında: “İnsanlar neden sadece birbirimizi sevdiğimize inanmıyorlar?” diye cevap veriyordu.

1975 yılında, ikilinin bir erkek çocukları dünyaya gelir; Sean Lennon. Ve birbirlerine sevgileri daha da artar, büyür.

“Cevap sevgidir ve çok iyi biliyorsunuz ki

Sevgi, büyümesine izin vermeniz gereken bir çiçektir.”

 

John Lennon

“Hayat, sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir.” demişti John Lennon. Tam da böyle oldu.

John Lennon, 5 yıl aradan sonra müziğe dönme hazırlıklarına başlamıştı. Takvimler 8 Aralık 1980’i gösteriyordu. Usta sanatçı John Lennon, eşi Yoko Ono ile müzik stüdyosundan çıkmış evine gidiyordu. Arabadan önce Yoko Ono indi ve daha sonra apartmana girdi. Ardından da John Lennon indi ve apartmana girmek üzereyken arkasından, daha sonra akli dengesi yerinde olmadığı söylenen David Chapman seslendi:

“Mr. Lennon!”

Ve 5 el ateş etti, John Lennon yere yığıldı. Bilincini kontrol etmek için bir polis memuru adını sorduğunda John Lennon, şöyle cevap veriyordu:

“Ben John Lennon, The Beatles’ın John Lennon’u.”

David Chapman, John Lennon’u öldürdükten sonra elinde bir kitapla olay yerinde bekliyor ve kitabın sayfalarını çeviriyordu. Gençlik bunalımlarını ve isyanlarını anlatan “Çavdar Tarlasında Çocuklar” adlı kitabı.

David Chapman daha sonraki ifadesinde The Beatles hayranı olduğunu, ünlü olmak için böyle bir yol seçtiğini ama pişman olduğunu söyleyecekti.

John Lennon vurulmadan önce Time dergisine şu sözü söylemişti:

“Ölmediğim sürece devam edeceğim.”

Bu mücadele aynı zamanda onun terazi ruhunun ortaklık, eşitlik ve adalet mücadelesiydi. Ve ona bu ilhamı Yoko Ono vermişti.

Topluma farklı bakan, dünyayı farklı gören, dikkafalı, inatçı, fikirleri uğruna tüm dünyayı karşısına alabilecek kadar güçlü kova kadını Yoko…

Yoko Ono, John Lennon’u kaybettikten sonra bir süre inzivaya çekilir ve daha sonra yaptıklarıyla onu yaşatmaya çalışır.

Çünkü ona göre John Lennon hâlâ, verdiği mesajla yaşıyordur. Bazıları onu öldürdüğünü sansa bile…

Zaten daha önce John Lennon aslında hiç ölmeyeceğinin müjdesini vermiştir:

“Neden ne olursa olsun, öldürmeye inanmıyorum!”

 

 

İlknur Gegek / Aştroloji kitabından

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız