Bir bahar gününde Nisan ayının 12.sinde doğmuşum. O yüzden hep bahardır içim… Güneşi severim, kuşları, çiçekleri daha çok severim. Hayatın kendisinin de bahara benzediğine inanırım hep. Tabi ki öncesindeki ve arkasındaki zamanlar da vardır hayatta.
Kış mesela. Dondurur içimizi bazen. Yaşamın zorlukları içinde tir tir titreriz. Bunalırız. Baharın sıcaklığını özleriz hep.
Bazen de sonbahar gibi döküveririz yapraklarımızı… Sararırız, solarız, yaşam enerjimizi kaybederiz. Ama döngü devam eder. Kış gelir, sonra da bahar yeniden…
Sevgili Alparslan, 12 yaşına geldiğin bu günde senin hikâyende benim için bir mevsimler geçişi ömrünün içinde.
Sonbaharı yaşadın. Kışı yaşadın. Ama sonrasında artık bahardın sen. Kendi kendine nefes bile alamadığın günlerden şimdi yemyeşil çayırlarda koşan bir delikanlı oldun.
Çiçeklere eşlik ediyorsun gülümsemelerinle.
Kuşlar başının hemen üstünde.
Bulutlarda senin yüzün var.
Bazen ılık bir bahar yağmuru gibi ağlıyorsun belki.
Ama o gözyaşları ne zorluklar gördü ne sıkıntılar.
Hem bahara gelmişken kim kıştan usanır…
Sen baharını yaşa her daim. Zorluklarıyla seni yoran hayatın sana sunduğu lütufları sonuna kadar yaşa. Çünkü yaşamanın kendisi senin gözyaşlarının hatıralarında saklı. Şimdi onlara bol bol gülümsemeler ekle. Kahkahalar hatta. Öyle çok şenlendir ki yeryüzünü, senin adının geçtiği her yerde azmin solukları dolansın. Hayata dört bir yandan sarılmanın…
Yaşamanın kokusunu sal her adımında bahara.
Bahar seni çok sevsin sen baharı…
Kelebekler kadar çok uç.
Yıldızlar kadar çok parla.
En güzel şarkıyı söyle durmadan. İçinde hep umut olan şarkıyı. Senin için binlercesi o şarkıyı söyledi. Sen bir bahar ol diye binlerce can hep birden kanatlandı umudun gökyüzüne.
Şimdi sen şarkını söylerken işiteceğimizden emin olabilirsin.
Hatta sana eşlik edeceğimizden…
Gözlerinden öperim güzel çocuk.
Gözlerinden öperiz seni…
Hüzünlü yağmurlardan selam ederim.
Sevinçli kuşlardan alkış…
*
Adem Özbay
SMA hastası Minik Alparslan için yazılmıştır.