Kırgızistan'daki Tanrı Dağları'ndan doğan Şeker Irmağı, yüzyıllar boyunca Türklerin sevinçlerine ve acılarına ortak oldu. Zor zamanlarda Türklere kol kanat gerdi. Doruklarından akan soğuk ve köpüklü sularla Kırgız Türklerine hayat verdi. Bu yüce dağ Türk gibi…
Yazar : Erdal Altun
erdalaltun25@hotmail.com
Tanrı Dağları'ndan Yankılanan Özgür Ses: Cengiz Aytmatov
Kırgızistan'daki Tanrı Dağları'ndan doğan Şeker Irmağı, yüzyıllar boyunca Türklerin sevinçlerine ve acılarına ortak oldu. Zor zamanlarda Türklere kol kanat gerdi. Doruklarından akan soğuk ve köpüklü sularla Kırgız Türklerine hayat verdi. Bu yüce dağ Türk gibi yaşadı. Şeker Irmağı, Şeker köyünden akarken bir büyük bilgenin doğumuna şahitlik etti. Nagima'dan doğma, Törekul'dan olma Cengiz Aytmatov Kırgızistan'da büyüdü. "Ninelerin dudağından torunların kulağına" dolan efsaneler, masallar ve diğer sözlü ürünlerle kültür ve hayal dünyasını zenginleştirdi. Kendi halkının gelenek ve görenekleriyle doldu, taştı. Zamanı gelince de kozadan çıkan kelebek misali eserleriyle dünya insanlığına uçtu. Tâ ki bu yılın sıcak haziran ayına kadar… 80 yıllık koca çınar, Türk dünyasının Çıngız Ata'sı Aytmatov, tedavi gördüğü Almanya'da ciğer yetmezliğinden 10 Haziran 2008'de hayata gözlerini yumdu.
Millî Kaynaklardan Millî Şuura
Aytmatov; eserlerinde efsaneleri, masalları, mitolojileri, halk hikayelerini ve söyleyişlerini büyük bir ustalıkla kullandı. Diyordu ki: "Teknolojik dünya içinde kalamayız. Mitolojiler, masallar, efsaneler eski insanların yaşadığı hadiselerdir. Kulaktan kulağa gelen tarihî zenginliğimizdir. Bunlarla bugünkü teknoloji arasında bir bağlantı kurmakta yarar görüyorum."
Ortak Alfabe ve Edebiyat Dili Hayali
Sovyetlerin dağılmasından sonra Türk dilini konuşan milletlerin birbirine yakın olması için gönüllü elçi oldu. Gittiği her yerde Türklerin kültürel birliği için dilin önemine dikkat çekti. Ortak alfabe ve edebiyat dili oluşturulmasını arzuladı. Bunun için Türkiye ve Türk cumhuriyetleri arasında eğitim sistemlerinin birleştirilerek "terimlerde birlik sağlanması" gerektiğini vurguladı.
Yerelden Evrensele
Dünya klasikleri arasında eserleri bulunan Aytmatov, 20. yüzyılın en büyük romancılarından biri kabul ediliyor. Eserleri 157 dile çevrildi ve 60 milyon basıldı. Cengiz Aytmatov, sadece doğup büyüdüğü toprakları ve kültürü değil, evrensel temaları da milli hassasiyetle örerek işledi. Bu yönüyle dünyayı kendine hayran bıraktı. Fransız şair Louis Aragon Cemile'yi Fransızcaya çevirdiğinde, "Bence dünyanın en güzel aşk hikayesidir." demekten kendini alamamıştır.
Şöyle söylüyordu: "Her yazar, bir milletin çocuğudur. Ben kendi milletimin hayatını ve geleneklerini anlatıyorum. Fakat orada kaldığınızda bir yere varamazsınız. Edebiyatın milli hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu milli olanın ötesine doğru genişletmek, evrensel olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır."
Eserlerinden Yükselen Mesajlar
Babası Törekul'u II. Dünya Savaşı sırasında kaybettiğinde henüz 9 yaşındaydı. Bu savaş küçük Aytmatov'un zihninde derin izler bıraktı. "Toprak Ana" romanında bu savaşın insan ruhunda yaptğı tahribatı anlattı. "Elveda Gülsarı" adlı eserinde de bir atın bakış açısıyla insan ve hayvanların yaşamak zorunda olduğu ortak kader anlatılıyordu. Dünyanın en güzel aşk hikayesi olarak değerlendirilen "Cemile"de aşkın yüceliği ve törelerin insanlar üzerindeki hakimiyeti veriliyor. Sosyal meselelerin çözümünde törelerin nasıl etkili olduğu vutgulanıyor. Ülkemizde sinemaya da aktarılan "Selvi Boylum Al Yazmalım" adlı aşkın ve fedakarlığın karşı karşıya geldiği hikayede, gençlikte yapılan hataların insan hayatında nasıl derin izler bıraktığı işleniyor. "Gün Olur Asra Bedel"de Sovyetlerde yaşayan Müslümanların, özellikle de Türklerin kendi kültürlerinden koparılışları anlatılıyor.
Kaynaklar:
Doç. Dr. Kolcu, Ali İhsan, Milli Romantizm Açısından Cengiz Aytmatov, Ötüken Yay., İst., 1997.
Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı, Cilt 5, İst., 1997.
Zaman gazetesi, Haziran 2008.Kardeş Kalemler (Cengiz Aytmatov Özel Sayısı) Temmuz 2008