İş görüşmelerinde ve başvurularda genellikle stresli anlar yaşanır. Adaylar kendilerini baskı altında hisseder. Ancak bazıları var ki, ya çok rahatlar ya da eğlenmeyi çok seviyorlar. İşte İK yöneticilerinden iş başvurularında yaşadıkları ilginç ve komik anlar…
* Televizyon üretim departmanımızdaki teknisyenlik pozisyonu için bir adayla görüştüm. Altyapısında televizyon veya elektronik ile ilgili herhangi bir tecrübe yoktu. Bunun üzerine, hiç televizyonun içini açıp neler olduğuna bakıp bakmadığını sordum. Cevabı şu oldu: "Dalga mı geçiyorsunuz? Orayı açmak çok tehlikeli!" Söylemeye gerek yok ama, işi alamadı tabii.
İş görüşmelerinde ve başvurularda genellikle stresli anlar yaşanır. Adaylar kendilerini baskı altında hisseder. Ancak bazıları var ki, ya çok rahatlar ya da eğlenmeyi çok seviyorlar. İşte İK yöneticilerinden iş başvurularında yaşadıkları ilginç ve komik anlar…
* Televizyon üretim departmanımızdaki teknisyenlik pozisyonu için bir adayla görüştüm. Altyapısında televizyon veya elektronik ile ilgili herhangi bir tecrübe yoktu. Bunun üzerine, hiç televizyonun içini açıp neler olduğuna bakıp bakmadığını sordum. Cevabı şu oldu: "Dalga mı geçiyorsunuz? Orayı açmak çok tehlikeli!" Söylemeye gerek yok ama, işi alamadı tabii.
* Bir adaydan, yapmaktan hoşlanmadığı bir şey söylemesini istedim. Başvurmuş olduğu Bilgisayar Programcısı pozisyonuyla ilgili bir cevap bekliyordum. Uzun uzun düşündü ve şöyle dedi: "Küveti temizlemek hiç hoşuma gitmiyor!"
* Önceki işimde, Depo Asistanı pozisyonuna gelen başvuruları incelerken ilginç bir cevap ile karşılaşmıştım. Etnik köken bölümünde aday "Diğer" kutusunu işaretlemiş ve yanına "İnsan" yazmıştı. Gerçekten çok özgün bir cevaptı. O aday işe alınmıştı.
* Tahsildarlık pozisyonuna alım yapacaktık. Başvuruları incelerken, kariyer hedefi kısmına şunların yazılı olduğu bir özgeçmişle karşılaştım: "Herkes gibi ben de başarılı olmak istiyorum. Ancak ben çıtayı yükseltmek ve çok çok başarılı olmak istiyorum. İş, aile ve kişisel yaşamda hep 1 numara olmak istiyorum." Çok mu başarılı olmak istiyorsunuz? Ne kadar ilginç bir hedef. Teşekkürler. Sıradaki aday lütfen…
* Adaylara uyguladığımız standart uyuşturucu testinde, pozitif sonuçla karşılaştığımız bir adayı konuyla ilgili bilgilendirmek için çağırmıştık. Pozitif test sonucunu bildirip, işe uygun olmadığını söylediğimizde şöyle demişti: "3 hafta önce bir partide esrar içmiştim. Çıkacağını düşünmüyordum. Şimdi temizimdir herhalde. Testi bir daha yapar mısınız?
* Yıllar önce iş yerim New York'da, 51. cadde Batı bölgesi 140 numaradaydı. Bir aday yapacağımız görüşmeden bir gün önce aradı ve iyi hissetmediğini söyleyerek ertelememizi rica etti. Normal ve dürüstçe bir istekti. Görüşmeyi birkaç gün sonra 10.30'a erteledik. O gün geldiğinde, 10:00 gibi aradı ve trafiğin sıkıştığını ve biraz geç kalacağını söyledi. Yine normal ve dürüstçe… 10:45'te daha da geç kalacağını, çünkü yanlış adrese, 140 yerine 1240 numaraya gittiğini söyledi. Dayanamayıp sordum: "Bugün nehirde su nasıl?" Şaşırdı tabi. Batı bölgesinde son kapı numarası 1100'dü ve 1240'a gitmesi için nehri geçip Doğu tarafına ulaşması gerekiyordu. Sonra sabah uyuyakaldığını itiraf etti. Çok yaratıcı bir arkadaşımızdı ve belki de iyi bir yüzücüydü, ama ben yine de kendisiyle değil sıradaki adayla görüştüm.
* İK müdürüydüm ve bir inşaat işçisinin başvurusunu alıyordum. "Hiç hüküm giydiniz mi?" sorusuna "Eve girip hırsızlık yapmaktan ceza aldım" yazmıştı. Daha sonra gelen "Başka özel yetenekleriniz var mı?" sorusuna da "El aletleri ile evlere rahatça girebilirim" cevabını vermişti.
Yenibiris.com'dan…
Diplomasinin Formülü
Adamın biri Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek; bir gün ormanda dolaşıp kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. Şimdi başım dertte diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış, yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş, "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mıdır ki?" diye sormuş. Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. "Tam zamanımda kurtardım, yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye düşünmüş leopar.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan kurtulacağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna "Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım." demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte yaklaştığını fark etmiş. "Şimdi ne yapacağım" diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri yemeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş; "Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hâlâ haber yok…"
Diplomasi böyle bir şey işte! Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen…