– MAHMUT TOPTAŞ
Yasin süresinin ikinci sayfasında haber verilen dört tane yiğit lazım günümüzde.
Beyaz sarayın, Vatikan’ın, Kremlin sarayının, St. Basili katedralinin önüne varacak ve yedi milyar insanı kendilerine kul yapmak için çalışanlara:
İnsanlığı insanlığından indirenlere
İnkar gemisine bindirenlere
Cehenneme doğru yol alanlara karşı:
20- Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim, bu elçilere uyun” dedi.
اتَّبِعُوا مَنْ لَا يَسْأَلُكُمْ أَجْرًا وَهُمْ مُهْتَدُونَ (21)
21- “Sizden hiç bir ücret istemeyenlere uyun, onlar hidâyete ermiş kimselerdir.”
وَمَا لِيَ لَا أَعْبُدُ الَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ (22)
22- “Ben, beni yaratana niçin ibadet etmeyeyim? Siz hepiniz Ona döndürüleceksiniz.
أَأَتَّخِذُ مِنْ دُونِهِ آَلِهَةً إِنْ يُرِدْنِ الرَّحْمَنُ بِضُرٍّ لَا تُغْنِ عَنِّي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا وَلَا يُنْقِذُونِ (23)
23- “Ben hiç Ondan başka ilahlar edinir miyim? Eğer O Rahmân bana bir zarar yapmak dilerse, onların şefaati bana hiçbir şeyde fayda vermez. Beni kurtaramazlar da.”
إِنِّي إِذًا لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ (24)
24- “O vakit ben apaçık bir sapıklık içinde olurum.”
إِنِّي آَمَنْتُ بِرَبِّكُمْ فَاسْمَعُونِ (25)
25- “Şüphesiz ben Rabbinize iman ettim. Bunu benden duyun.”
قِيلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْمِي يَعْلَمُونَ (26)
بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُكْرَمِينَ (27)
26-27- Ona, “Gir Cennete” denildi. O da; “Keşke kavmim Rabbimin beni affettiğini ve beni Cennette ikram olunanlardan kıldığını bilseydi” diyecek dört yiğide ihtiyaç var.
O yiğit, yavrusunu kaybetmiş ananın ciğerparesini ararken yanan bir yüreğe sahip olarak, Vatikan’da, Beyaz sarayda, Pekin’de yolunu kaybetmiş, kaybetmekle kalmamış ana kuzusuyken canavarlaşmış insanlara kavrulmuş yürekte gelen sesle haykıracak.
Sevgili peygamberimiz, inkar vadisinde koşanların önüne çıkıyor, arkasından koşuyor, yanından yürüyor, inanmayanlar için üzüntüsünden kendimi helak edecek derecede üzülüyor.
Rabbimiz şöyle haber verir:
فَلَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَفْسَكَ عَلَى آَثَارِهِمْ إِنْ لَمْ يُؤْمِنُوا بِهَذَا الْحَدِيثِ أَسَفًا (6)
“Bu söze (Kur’an’a) inanmazlarsa sen onların arkasından üzülerek neredeyse kendini helâk edeceksin.” (Kehf süresi ayet 6)
وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ إِلَّا بِاللَّهِ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُ فِي ضَيْقٍ مِمَّا يَمْكُرُونَ (127)
“Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlara karşı üzülme. Yaptıkları hilelerden dolayı sıkıntıya düşme.
إِنَّ اللَّهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ (128)
Şüphesiz Allah, iyi korunanlarla ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Nahl süresi ayet 127-128)
Sevgili peygamberimiz bir gün onlara konuşurken:
“Benim ve sizin haliniz şuna benzer: adamın biri karanlık gecede ateş yakınca kelebekler o aleve doğru hücum ettiklerinde o ateş yakan adam, kelebekler yanmasın diye onların ateşe doğru uçmalarını engeller ya işte ben de sizin cehenneme hücum etmemeniz için kemerlerinizden tutuyorum” demiş. (Buhari, sahih, rikak bab 26, hadis 6118, Müslim sahih, fedail hadis 2284, Tirmizi, sünen, 5/154 hadis 2874)
Kendisini Afgan dağlarında, Taklamakan çöllerinde, Dicle ile Fırat arasında, Çad’da, Somali’de, Ruanda’da, Nijerya’da havadan, karadan, denizden atılan dünyayı cehennem eden silahlarla öldürenlere bile “Keşke kavmim Rabbimin beni affettiğini ve beni Cennette ikram olunanlardan kıldığını bilseydi” diyecek yüreğe sahip dört yiğide ihtiyaç var.
www.MahmutToptas.com (Hafta içi her gün günlük makalelerine hocamızın web sitesinden ulaşabilirsiniz.)