Artık sorgulamadığı ve bu sebepten de değiştirmeyi düşünmediği bir yapıya erişmiş olan insanların hayat içerisinde gelişmeleri durmuştur. Kendini sorgulama gereği duymayan insan, mükemmele dönüştüğünü düşünür. Hâlbuki mükemmel diye bir şey yoktur. Mükemmellik kavramı insanlar üzerinde kullanılamaz. Çünkü akıl sahibi olan insan, akıl ile var ettiği hayatın içerisinde, sürekli olarak sorgulanabilirliğe sahiptir. Bu da onun mükemmel yani kusursuz olarak kabul edilmesine engel olur. Kendini değişmez bir mükemmelliğe erişmiş zanneden insan, en fazla kibirlenmektedir. Kendinden taviz vermez. Bu sebepten akıl tarafından sorgulandığında yanlış bulunur. Ama yanlışını da asla kabul etmez. Yanlış olduğu halde bunu reddetmek, hayat içerisinde temas ettiğin kim varsa ona bir şekilde zarar vermek anlamına gelir. Ve o ne olursa olsun artık sürekli olarak aynı hataları yapan bir insana dönüşmüştür. Böylece etraflarındaki herkese hayatı boyunca kendi değişmez hatalı durumları sebebiyle zarar verir. Uğranılan ziyan ne kadar az olursa olsun, o insanla yaşanıldıkça devamlı olarak var olacaktır. Ve bu saldırı zaman içersinde dayanılmaz bir işkenceye dönüşecek ve tahammül edilemez bir noktaya taşınacaktır. Bu durumda eninde sonunda onu terk etmek yoluna gidersiniz. Yani aslında hayat içerisinde böyle kibirli ve bundan ötürü sabit fikirli var olmak idealinde olan insanlar bir gün mutlaka yalnız kalmaya mahkûmdurlar.
* * *
Bir kavram hayata, yani koşul ve şartların getirilerine uyumlu bir zorunlulukta var olursa ona kader deyebilirsiniz. Ama burada kader dediğiniz şey aslında aklın var ettiği kavramlara bağlı olarak gelişirse onun asıl adı insandır.
* * *
Bir kadın bir erkeği anlamıyorsa ve bu durumdan da son derece rahatsız oluyorsa, ilişki artık bitme eğilimi içerisine girebilir. Bir erkek bir kadını anlamıyorsa ve bundan ötürü son derece rahatsızsa artık ilişki daha yoğun bir aşk ile yaşama eğilimi içerisine girmiştir.
A.Mehmet Arslan
www.gencgelisim.com