Mutlu Olabilmek İçin Özgür Olabilmek Gerekir

0
743

Hayatı önemsemeniz onu değiştirmez. Değişen en fazla siz olursunuz.

* * *

Mutlu olabilmek için öncelikle özgür olabilmek gerekir. Çünkü mutluluklar ancak özgür seçimlerde bulunabilmekle mümkündür.  Esaret altında mutlu olabilmek imkânsızdır. Kendini mutlu zannedenler aslında akıllarını ya da buna bağlı olan düşünme yeteneklerini kaybetmiş olanlardır.

* * *

İnsan güldüklerinden daha çok, ağladıklarının varlığıyla aklını ortaya koyabilir.

* * *

Seni severken daha iyi anlıyorum aslında zamanın neden geçmesi gerektiğini… Çünkü aslında en büyük yazar, hayat. Onu okumak zorunda olansa zamanın ta kendisi…

* * *

Hayatta anlaşılmayı hak eden her şey aslında özünde bir faydası olandır. Hayatın içerisinde anlaşılmayı hak eden her türlü kavram, sahip olduğu fayda ile varlığını belirginleştirmiştir. Faydasızın anlaşılma gereği yoktur. Faydasız bu haliyle, faydalının varlığını tanımlayacak şekilde algılanıyorsa bir anlam ifade eder. Yoksa kıymetsiz ve gereksizdir.

* * *

Bir yalanın üzerine ne kadar çok doğru söylesen boşuna. Ömrün yalnızlıkla geçmiş, ya da aslında hiç sevmediğin biriyle bir ömür geçirmişsin. Yalnızlığın, etrafını saran sisten bir duvar. Kim sana yaklaşmaya çalışsa, önce o duvarın içinden geçmek zorunda. Ve sana doğru gelmek isteyen, o sis bulutunun içerisinde yalnızlığının bilinmezliğinde kaybolmakta. Öncesinde bir müddet belirsizliklerin içerisinde dolaşmakta… Derken belirsizlik, korku vermekte… Korku en çok kendini düşünmekte… Kendini düşünürken, benliğinde yer aldığını da kendine benzetmekte… Ve onu bu şekilde değiştirmekte… Sana yaklaşmaya çalışan, sana ulaşmadan önce yalnızlığına değmekte… Ve aslında ona değince, hiç öncesine benzemeyecek şekilde değişmekte… Sana asla asıl hali gibi gelmemekte. Değişmekte. Ve yeni haliyle ancak senin yalnızlığına dâhil olabilmekte… Seni yalnızlığından kurtaramamakta… Çünkü aslında kendisi de senden etkilendikçe, benzer yalnızlıklara bulaşmakta… Bu sebepten yalnızlık, bir ömür boyu yalnızlığını koruyabilmekte… Tıpkı bir yalanın üzerine sonsuza yakın doğru söylesen de hiçbir şeyin değişmemesi gibi. Adı aşk olsa kaç yazar. Yalnızlığı aşamayan bir aşk, asla gerçek sayılmamakta… Özündeki yalan sayesinde, eninde sonunda bir kızgınlık, tamiri imkânsız bir kırgınlık olabilmekte… Bu sebepten yalnızlığının içerisinde hiç kimse dâhil olamamakta… Yalnızlığın, etrafında yer alan bir sis bulutu… Ne sana etrafı göstermekte, ne de etraftan birilerinin seni görebilmesine izin vermekte.

A.Mehmet ARSLAN

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız