Düşünceler

0
888

Düşünce, henüz denenip kanıtlanmamış zihinsel kurgulardır. Elektriksel dürtülere, bizi yöneten ve denetleyen özel zihinsel emirlere “düşünce” denir.

Düşündüğün her şey, bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendine söylediğin her düşünce, elektriksel dürtülere çevrilir. Bu da sonuçta, günün her anında yaptığın her eylemi, her hareketi, her duyguyu elektriksel ve kimyasal olarak etkilemesi ve kontrol etmesi için beynimizdeki denetim merkezlerini yönetir.


Hangi “düşünceleri” kendine programladıysan ya da başkalarının, düşünceleriyle seni programlamalarına izin verdiysen, onlar seninle ilgili her şeyi etkiliyor, yönetiyor ve kontrol ediyor.

Düşüncelerin, aslında hafif, uçuşan enerjidir. Madde biraz daha ağır enerjidir. Evren de enerjiden oluşmuştur. Tüm enerji biçimleri birbirileriyle iletişim içindedir ve birbirlerini etkileyebilir. Her enerjinin de manyetik çekim alanı vardır. Duygu ve düşüncelerin de manyetik çekim alanı vardır, bunlar benzer enerjileri çekerler. Günlük yaşamına baktığında, ilişkilerinde seni çeken veya sana yakın gelen insanlarla iletişime girersin. Duygu ve düşüncelerine uymayanlardan hemen uzaklaşırsın. Düşünceler maddeleştikçe, somutlandıkça ağırlaşır, yavaşlar. Hayatın işleyiş şekline baktığımızda şekil, düşünceyi takip eder.

Herhangi bir konuda düşünmeden onunla ilgili bir şey oluşturamazsın. Çok basit bir resim yapmak için bile onu zihninde düşünmeden çizemezsin. Önce zihninde şekillenir daha sonra somutlaşır. Beynin çalışma prensibi budur. Neyi düşünürsen onu hayata aktarırsın. Düşüncelerin yoğunlaştığın şeyi kendine çeker. Zihnine ne ekersen yaşamında onu biçersin.

Yapılan araştırmalara göre bir insanın aklından günde ortalama 80.000 düşünce geçer. Bu düşüncelerin çoğundan kişi haberdar olmaz bile. Gerçek anlamda farkına varabildiği ise birkaç yüzü geçmez. Geriye kalanı bilinçaltına iner ya da kaybolup gider.

En önemli noktalardan biri de şudur: Beynimiz neyle ilgili olursa olsun şekillerle, resimlerle düşünür. Soyut veya somut bir sözcük olması önemli değildir. Örneğin sana “ağaç” desem hemen beyninde resim olarak belirir. “Mutluluk” desem bu da resim olarak belirir. Hayatında mutlulukla ilgili yaşadığın hangi deneyim varsa hemen o, resim olarak belirir zihninde.


Bir diğer önemli nokta ise, düşüncelerini kontrol edebilirsin. Yani sen istemeden hiçbir şeyi düşünmezsin. İstediğini düşünme ya da düşünmeme özgürlüğün var. Yani seçim sana aittir. Hayatın seçimlerinin toplamı değil midir? Bir düşünceyi seçince diğerini seçemezsin. Aynı anda iki şeyi düşünemezsin. Düşünceler de olumlu düşünceler ve olumsuz düşünceler olmak üzere ikiye ayrılır. Burada da seçim özgürlüğün vardır. İstersen olumluyu istersen olumsuzu seçebilirsin. Bu seçimin sorumluluğu tamamen sana aittir. Biz buna kısaca Seçim Yasası ve Kontrol Yasası diyoruz.

Seçim Yasası diyoruz; çünkü her konuda istediğimiz olumlu ya da olumsuz düşünceleri seçebiliriz. Bu konuda seçim özgürlüğümüz var. Kimse iç dünyamızda, beynimizde neyi düşüneceğimize karışamaz. İstediğimiz her şey hakkında istediğimiz gibi düşünebiliriz. Yani düşüncelerimiz hayatımızın yolunu belirler. Neyi istediğimizi, nereye gitmek istediğimizi belirler. Düşünceler yemyeşil bir bahçe gibidir. Her şey yerli yerinde, düzenlidir, sorun yoktur. Olumsuz düşünceler ise çöplük gibidir.

Peki, seçimlerimizi neye göre yapıyoruz? Özgür irademizi seçimlerimize yansıtabiliyor muyuz?

Seçimlerimiz ve kararlarımız isteklerimize, ihtiyaçlarımıza, beklentilerimize, gerçeklerimize, değerlerimize, özgür irademize mi dayanıyor? Yoksa başkalarının isteklerine, değerlerine, beklentilerine, korkularımıza, olumsuz alışkanlıklarımıza mı dayanıyor? Bunların ayrımını iyi yapıp seçimlerimizi ona göre yapmamız gerekiyor. Çünkü hayatımız, geleceğimiz buna göre şekillenecek. Kendimize çekeceğimiz şeylere dikkat edip ona göre seçmeliyiz düşüncelerimizi.

Kaynak: Çekim Gücü İle Başarı / Akis Kitap

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız