İnsan psikolojisinden anlamayan yöneticilerle çalışmak her zaman zordur. Çünkü bu nitelikleri taşıyan yöneticiler ya da patronlar, çalışanlarının duygusal ihtiyaçlarını anlamaktan çok uzaktırlar. Bu yönetici tipi, çalışanlarının sorun ve duygularını anlamadıkları gibi ek sorunlar da yaratırlar, var olanlara yenilerini eklerler. Sonuçta bu patron ve yöneticiler, iş yetkilerini adil ve uygun şekilde dağıtamaz, çalışanlarına karşı adaletli davranamaz ve onların iş yaşamları ile özel yaşamları arasındaki dengeyi bozacak taleplerde bulunabilirler.
İngiltere”de bir süre öncesine kadar bu tür yöneticiler ”jerk” (mankafa) olarak adlandırılıyordu. Bugün artık onlara ”düşük duygusal zekaya sahip” deniyor. Ofis içindeki ilişki dinamiklerini bilmeyen hatta kurulmuş sisteme zarar veren yöneticiler genellikle bu kategoriye sahip oluyor. Bu tür yöneticilerin favori çalışanları olduğunu belirten uzmanlar, “Sen geç kaldığında fırça yersin ama iş arkadaşın işten erken ayrılabilir, uzun öğle yemeği saatleri kullanabilir” diyor.
Bu durumda çalışanlara önerilen şey sinirlenmek, küfretmek yerine daha sakin düşünerek iş yerine daha yaşanılır bir yer haline getirmek. Uzmanlar, bu tür yöneticilerle çalışmak zorunda olanların hem işlerini hem de yöneticilerini yönetmek zorunda olduğunu anımsatıyor. Çalışanın iş yerindeki sınırlarını açıkça ortaya koyması, alt ve üst limitlerini belirlemesi gerekiyor. Yönetim danışmanları ve insan kaynakları uzmanları, zor durumda olan çalışanlara şu önerilerde bulunuyor:
Sınırlarınızı açıkça ortaya koyun
Sınırlarınızı belirleyin: Düşük EQ”ya sahip patron genellikle diğer insanların sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmez. Dolayısıyla çalışanlar nazik bir şekilde kendi sınırlarını ve alanlarını, dillerini ve yetkilerini bildirmeli.
Yöntem ve uygulama: Bu tür patronların yönlendirilmeye gereksinimleri vardır. Bu nedenle çalışanlar yöneticilerini nazikçe uyarmalı. Bunu da zamanında yapmalı, akşam işiniz bitip evinize giderken değil! Örneğin, performans değerlendirmeniz sürekli bir ay gecikiyorsa buna sinirlenmek yerine şöyle bir öneride bulunun: “İsterseniz ben yazayım, siz de gözden geçirin ve tamamlayın. Böylece zamanında bitirmiş oluruz.”
Limitlerinizi belirleyin: Olanlar karşısında nefesinizi tutabilir, tepinebilirsiniz. Ama öfkeyle kalkan zararla oturur özdeyişini aklınızdan çıkarmayın. Ve tepki göstermek yani reaktif olmak yerine proaktif davranarak sorun oluşmadan çözmeyi deneyin.
Zor yöneticilerin karakteristik özellikleri:
Onların favori çalışanları vardır ve onlara ayrıcalıklar tanır
Çalışanların iş yükünü düzenleyemez
Çalışanlarını sürekli olarak izleyeceği yeni politika ve prosedürler geliştirir
Çalışanları ile arasındaki iş ilişkisinde duygularını kontrol edemez
Çalışanlarının iş performanslarını değil, hoşuna gidenleri ödüllendirir.
İK uzmanlarından öneriler
Belgin Ertam DHL Türkiye İK Müdürü
“Duygusal zekası düşük olmak kişilik ile ilgili bir sorundur. Kişi bunun farkında ise değiştirmeye çabalayabilir, değilse sorunlar yaşanabilir elbette. Ama iyi yönetici olmanın tek kriteri duygusal zeka değildir. EQ”su yüksektir ancak kötü yöneticidir, adam kayırır, iş dengelerini sağlayamaz.
EQ”su düşük ve kötü yöneticiler ile çalışanlara önerim, yöneticileri ile konuşmaları. Açık bir platformda yaşanan sorunları konuşmaları olumlu sonuç verebilir. Bu elbette kişi konuşmaya açıksa başvurulacak bir yöntem. Böyle bir durum yoksa yazmak denenmelidir. Yazarken “Davranışlarınız beni çok üzüyor, kırılıyorum” gibi duygusal yaklaşım olumlu sonuç vermez.
Yöntem şu olmalı: ”Sizin davranışlarınız iş yerindeki verimi düşürüyor, konsantrasyonumu kaybediyorum, bu iş arkadaşlarımın çoğu için geçerli” demek olumlu sonuç verir. Bu yöntemler sonuç vermezse bir üst yönetici ile konuşmak, o da çözüm getirmezse yapacak tek şey o iş yerinden ayrılmaktır.”
Hüseyin Cenk Çetin Şahinler Holding İK müdürü
“Son günlerde EQ”su yüksek olan yöneticiler revaçta. Belli kademelerde yönetici alacağımız zaman kendi ile barışık, hayata pozitif bakan kişileri bulmaya çalışıyoruz. Çünkü EQ”su yüksek yöneticiler daha başarılı oluyor. Bu özellikle geniş bir ağda yöneticilik yapanlar için çok daha önemli.
Biz holding olarak EQ”su düşük olan yöneticilerimize çeşitli eğitimler ile destek oluyoruz. Sistemli ve kurumsallaşmış şirketler de bu tür açıklar olduğunda kapatmak daha kolay. Küçük işletmelerimizde ise çalışanlar arasındaki ilişkileri yakınlaştıracak çok sayıda sosyal etkinlik düzenliyoruz. Bir aile ortamı oluşturmayı istiyoruz, çünkü bu tür ortamlarda kaynaşmak, birbirini anlamak daha kolay.
Yazan : Esin Gedik /sabah gazetesi