Zara’nın Büyüme Sırrı…

0
1325

Geçen yıl Asya’daki rekabete dayanamayan 400 İspanyol tekstil kuruluşu iflas ederek 15 bin kişiyi işten çıkarırken, içinde Zara ile birlikte yedi marka bulunan Inditex grubu yüzde 35 civarında büyüdü. Zara’nın sırrı CEO’nun başarısından kaynaklanıyor.

 

Geçen yıl Asya’daki rekabete dayanamayan 400 İspanyol tekstil kuruluşu iflas ederek 15 bin kişiyi işten çıkarırken, içinde Zara ile birlikte yedi marka bulunan Inditex grubu yüzde 35 civarında büyüdü. Zara’nın sırrı CEO’nun başarısından kaynaklanıyor.
Türkiye’deki giyim sektörü son yıllarda gerçek anlamda çağ atladı. Ülkenin çeşitli yerlerindeki irili ufaklı üreticiler fason üretim bağlantıları yaptıkça, verimliliklerini ve yaratıcılıklarını nasıl artıracaklarını da öğrendiler. Ellerindeki üretim imkânlarını, yabancı markaların bilgi ve görgüsüyle birleştirince, dünyayla rekabet edebilecek hale geldiler.
Tekstil sektörümüzün en büyük ideali dünya çapında bir marka olmak, böylelikle artı değerini yükseltmek. Tabii ki bu çok heyecanlandırıcı bir hedef. Ancak, gerçekçi olmak gerekiyor. Moda endüstrisi rekabetin en yoğun olduğu alanlardan birisi. Büyük oyuncuların yanı sıra, sürekli yeni ülkeler, yeni şirketler devreye giriyor. Fiyat rekabeti kıran kırana sürüyor. Başta Çin olmak üzere, Asya ucuz insan gücünün yanı sıra, gelişmiş yeni fabrikalarıyla Avrupa’nın gözünü korkutuyor. İspanyol Tekstil Birliği önümüzdeki beş yıl içinde sektörün 75 bin civarında çalışanını işten çıkaracağını öngörüyor. Kotalardaki değişimler ve Asya’daki tekstil üreticilerinin fiyat kırması karşısında işler daha da zorlaşacağa benziyor.

Modayı ucuz satmak büyütüyor
Türk kuruluşların bu rekabet ortamında çok dikkatli olmaları gerekiyor. Sağlam stratejilerle yola çıkmayanların büyük yatırımlarını çöpe atma riski büyük. Yabancı markalarla Türkiye sınırları içinde rekabet etmek bile giderek zorlaşırkan, sınırların dışına çıkmayı hayal edenlerin öncelikle kime neyi, nerede satacaklarına karar vermeleri. Bir fabrika kurup, koleksiyonlar geliştirmenin yetmediğini, önemli olanın doğru pazarın nerede olduğunun net olarak görülebilmesi lazım.
Ülkemizin sınırları ötesinde varlık gösteren Mavi, Damat – Tween, Colin’s gibi isimlere baktığımızda bu kuruluşların arkasında uzun yılların emeğini ve sabrını görüyoruz. Marka olmak emek işi. Bu kuruluşlar yıllardır, deneyerek, bazen yanılarak, ancak yılmadan yola devam ederek ayakta kaldılar. Küresel oyuncularla yarışmayı planlayan üreticilerimiz, öncelikle kendilerine en az beş yıllık bir plan yaparak işe başlamalılar. Yatırımlarının çok kısa zamanda geri dönmesini umut edenler, marka yolculuğuna çıkmamalılar.
Marka yolculuğuna çıkmak isteyenlerin iki örneği yakından izlemelerinde yarar var. İspanyol Zara ve İsveç kökenli Hennes & Mauritz iki farklı iş modeline sahip olmaların rağmen aynı konumlandırmayla büyüyorlar: Modayı uygun fiyatlarla sunmak.
Ürün yelpazelerine, tasarımlarına büyük yatırımlar yapan bu iki marka, aslında perakende mağazacılık işi yapıyorlar. Milyar dolarlık cirolarıyla, küresel pazarlardaki büyük hacimlerinin rekabetçi gücünden yararlanıyorlar. (Milliyet)

İki haftada koleksiyon
H&M yayılmasını sürdürüyor. Avrupa’nın en büyük giyim perekendecisi olan kuruluşun 2005’de 150 mağaza daha açma projesi var. 20 ülkedeki 1000 mağazasıyla 2004’de satışlarını yüzde 14 artıran H&M cirosu 2.2 milyar dolar civarında. H&M üretimini dışarıya yaptırıyor. Uzun yıllar, gençlere ucuz ürünler konumlandırması içinde iletişim kurdu. Geçen yıl bir tasarım atağına kalkışarak, koleksiyonunun bir bölümünü efsanevi tasarımcı Karl Lagerfeld’e hazırlattı ve bunun iletişimini başarıyla yaptı.
Zara, İspanya’nın en büyük tekstil perakende kuruluşu Inditex’in parçası. Üretimini kendisi yapıyor ve bir koleksiyonu iki hafta içinde tasarlayıp, üretmeyi ve dağıtmayı başarıyor.
Zara’nın mimarı ve grubun CEO’su Jose Maria Castellano’nun ‘hızlı moda’ olarak tanımladığı modelle, Zara’yla birlikte yedi markanın yer aldığı Inditex grubunun satış rakamları 7.5 milyar dolara ulaşmış. Geçtiğimiz yıl Asya’daki rekabete dayanamayan 400 İspanyol tekstil kuruluşu iflas eder ve 15 bin kişi işsiz kalırken Inditex yüzde 35 civarında büyüme elde etmiş.


Castellano ne diyor?
Castellano, markalaşmanın sırrını Financial Times’a verdiği bir demeçle ortaya koyuyor:
“Zara veya Gap olmak moda kıyafetleri tasarlamak veya onları ucuza üretmek anlamına gelmiyor. Aynı zamanda perakendeci olmaya da bir geçiş yapmanız gerekiyor. Üretimden dağıtıma büyük bir yol var. Aynı zamanda, mekânı ve mağazalardaki sunuşu yönetmeyi, personeli eğitmeyi bilmeniz gerekiyor.”
Marka olmak isteyenlerin, Castellano’ya kulak vermeleri ve iş planlarında satış noktası konusuna kafa yormamışlarsa ve kendilerini perakendeci olabilecek güçte kendilerini görmüyorlarsa yola çıkmamalarında fayda var.

(Kaynak:patronlardunyasi.com)

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız