Evet bu bir sorundur çünkü insan gerçekle hayal arasındaki farkı ayırt edemezse sonu şizofreniye kadar gidecek çok büyük çıkmazları beraberinde getirecektir. Evet, bu bir lütuftur, çünkü insanoğlu önce hayal eder. Hayalinin gerçek…
Yazar : M. Abdullah Yılmaz
ayilmaz67@yahoo.com
Evet bu bir sorundur çünkü insan gerçekle hayal arasındaki farkı ayırt edemezse sonu şizofreniye kadar gidecek çok büyük çıkmazları beraberinde getirecektir. Evet, bu bir lütuftur, çünkü insanoğlu önce hayal eder. Hayalinin gerçek olduğundan/gerçekleşeceğinden hiç şüphe duymazsa başaramayacağı şey yoktur.
Gerçek, kişinin gerçek olduğuna inandığıdır. Kişinin değerleri ve kriterleri doğrultusunda duyu organları ile kabul gören her şeydir. Gerçeklik Stratejisi ise gerçek olarak kabul edilen şeyin gerçekten var olup olmadığını, herhangi bir deneyimin gerçekten yaşanıp yaşanmadığını değerlendirmek için kullanılan ölçütlerdir.
Matrix'i seyretmeyeniniz yoktur. Gerçeğin irdelendiği, daha doğrusu gerçeğe bakış açısının ele alındığı ilginç kurgulardan biridir. Değer ve kriterlerin oluşmasında, inançların yapılanmasında, durumu yeniden çerçevelemede gerçeklik stratejisi de çok önemli bir yer tutmaktadır. Onun için gerçeklik stratejisine nasıl baktığınız, dili nasıl kullanacağınızın da göstergesidir.
Şöyle bir durumu yaşamayanınız yoktur: Bir işi yaptığınızı sanırsınız, bir şeyi söylediğinizi sanırsınız, hatta yaptığınız konusunda ya da söylediğiniz konusunda ısrar edersiniz. Bu konuda da çok samimisiniz ama daha sonra yapmadığınızı/söylemediğinizi hatırlar, sadece düşündüğünüzü fark edersiniz. Ya da yaşadığınız bir olayı, "Ben bu olayı daha önce yaşamıştım, ne zaman, nerede?" diye hatırlamaya çalışırsınız. İşte bu hâlâ çözümlenmeye çalışılan gizemden dolayı dili çok iyi kullanabilmemiz için bir gerçeklik stratejisi belirlememiz, değer ve kriterlerimizi bu gerçeklik stratejimizin temelleri üzerine oturtmamız gerekir.
Aslında bazılarının sorun gözüyle baktığı, bazılarının da bir nimet olarak değerlendirdiği bir durumdan kaynaklanmaktadır, gerçekle hayal arasındaki farkı ayırt edememek… Çünkü beynimiz gerçeği algılamak için de hayali algılamak içinde aynı hücreleri kullanıyor. Evet, bu bir sorundur; çünkü insan gerçekle hayal arasındaki farkı ayırt edemezse sonu şizofreniye kadar gidecek çok büyük çıkmazları beraberinde getirecektir. Evet, bu bir lütuftur, çünkü insanoğlu önce hayal eder. Hayalinin gerçek olduğundan/gerçekleşeceğinden hiç şüphe duymazsa başaramayacağı şey yoktur.
Gerçeklik stratejimiz, iletişimde sınır tanımaz olumlu yaklaşımlar ortaya koymamızı sağlayacaktır. Chomsky'nin "Dil deneyimleri düzenler" anlayışından yola çıkarak, değerlerimizi, inançlarımızı, kişiliğimizi yeniden gözden geçirip maksimum bir performans ortaya koymanın yolunu açarken, iletişim içinde olduğumuz herkesin, her şeyin de aynı şekilde en iyiyi, en güzeli, en doğru olanı ortaya koymalarına imkân hazırlamış olacağız.
Kendi Gerçeklik Stratejini Belirleme Testi
Şimdi gelin bir deney yapalım. Dün yapmayı düşünüp de yapmadığınız bir şeyi düşünün. Bir de yaptığınız başka bir şeyi düşünün. Arasındaki farkı algılamaya çalışın. Kendi gerçeklik stratejinizi bu şekilde keşfedebilirsiniz. Düşünürken gerçek ile hayal arasındaki farkları fark edeceksiniz. Hayal edilen deneyimle gerçek olanı karşılaştırırken içsel duyularınızı gözden geçirin. Renkleri, sesleri, kokuları… Aralarındaki farkları görün. Biri diğerine göre daha mı yoğun, renkler, sesler daha mı net? Gerçek deneyimlerimiz, duyu organlarımız aracılığı ile elde ettiğimiz için hayal ettiklerimizden daha hassas kaydedildiklerinden dolayı farklıdır. Test sürüşlerinde olsun, tatbikatlarda olsun, simülasyon çalışmalarında olsun başarılı olabilmek için hayal olanı gerçekmiş gibi algılamak gerekir. Aslında bu daha zordur ve beynin geliştirilmesi gerekmektedir.
Başarılı olmak için zihinde görselleştirmek gerekir yapılacak olanı. Beynini programlayabilen, gerekirse yeniden programlayabilen insanlar başarılı olur. Bir kişinin yapmak istediği bir konuda başarılı olması için ona yardım etmek istiyorsak işte bu bağlamda kişinin gerçeklik stratejisini bilmemiz gerekir. Biri için bir şeyi gerçek kılmak, herhangi bir konu hakkında onu ikna etmek, inandırmak istiyorsak, o kişinin içsel seslerini, resimlerini, duygularının niteliğini bilmemiz gerekmektedir. Gerçekmiş gibi algılanmasını istediğimiz şeyi bu kriterler doğrultusunda kişiye aktarmamız gerekir. Gerçeklik stratejimiz, haritalarımızın oluşumu ve korunmasında çok önemlidir. Bir şeyi "nasıl" bildiğimizin bir göstergesidir.
Gerçeklik stratejisini en güzel aşağıdaki diyalog anlatır:
– Anneniz mi?
– Evet!
– Anneniz, olduğunu nereden biliyorsunuz?
– Hayatım boyunca annem olduğu söylendi, ben de ona anne, dedim.
– Hayatınız boyunca anneniz olduğu söylenmesi ve sizin de ona anne demenizin, onun gerçekten sizin anneniz olduğunu gösterdiğini nasıl söyleyebilirsiniz?
– Bilmem, herkese, annesi olduğu söylenen ve kişinin anne dediği kişi onun annesidir.
– Herkes, o kişinin anneniz olduğunu söylemeseydi, siz de hiçbir zaman o kişiye anne demeseydiniz, anneniz olma gerçeğini ortadan kaldırır mıydı?
– Hayır.
– Öyleyse, hayatınız boyunca anneniz olduğu söylenen kişi ve sizin de hayatınız boyunca anne dediğiniz kişi sizin anneniz olmayabilir.
– Evet.
– Peki, o zaman anneniz olduğunu nasıl biliyorsunuz?
– Biliyorum işte, öyle hissediyorum.
Bunu biraz daha uzatsak, bir aile faciasına yol açabiliriz. Kişinin bir an için annesi olup olmadığını sorgulamaya başladığını düşünsenize. İş DNA testi yaptırmaya kadar gider herhalde. Sorunların da başarıların da gerçeklik stratejisiyle ilgili olduğunu biliyorsunuz artık. Yükseklik korkusu, tikler, kekeleme, karanlıkta mezarlıktan geçerken yüksek sesle şarkı söylemek bütün bunların hepsinin gerçeklik stratejisiyle ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
Gerçeklik Stratejinizi
Belirleme Yöntemleri
Zamana bakış açınız nedir? Bir şeyi düşündüğünüzde ilk aklınıza gelen şey ne? Zaman sizin için nasıl tanımlanabilir? Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu bu süre içinde siz neredesiniz?
Duyu organlarınızı (temsil sistemleri) nasıl kullanıyorsunuz? Gerçekleşmiş bir deneyimde veya hayal ettiğinizde sesleri, renkleri, kokuları nasıl algılıyorsunuz? Farkları, düzeyleri, önem sırası nedir?
Duyularınız (alt temsil sistemleri) içsel deneyimlerinizin algı kalitesi ne düzeyde? Hayal ettiğiniz bir deneyimdeki parlaklık, netlik, yoğunluk hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Gerçek deneyimleriniz ve hayallerinizin her biri öteki deneyimlerinizle ve hayallerinizle bir uyum içindedir, uyumsuzluk hissettiğiniz anlar var mı? Uyumsuzluk, hayallerinizin daha az gerçekçi görünmesine neden olur. Bu nedenle uyumu yakalamak için bazı egzersizler yapmak gerekir.
Olasılığa bakış açınız da çok önemlidir. Hayal ettiklerinizin gerçekleşme ihtimalini ne kadar zayıf görürseniz, inancınız ve ikna çıtanıza baskı yapacak ve gerçeklik stratejinizde engelleyici bir durum yaratacaktır.
Bazen hayallerimizin gerçeklikle olan bağlamını (Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü veya bağlantısı) görmezlikten geliriz. Ama gerçeklik stratejisinin rayına oturması için bu da çok önemli bir unsurdur.
Kişisel alışkanlıklarımız, algı sistemimizdeki değişiklikler, iç uyumumuz da gerçeklik stratejimizde önemli bir yer tutar.
Her insanın bir belleği vardır ama bir de belleğin ana hatlarını oluşturan, kilit noktalarını ortaya koyan meta bellek kişinin algısında önemli bir yer tutar.
Bütün bunların dışında kişinin beden dilindeki farklılıklar ve ortak paydalar da bizim için önemli ipuçlarıdır. Hayal etme sırasında gözler yukarı ve sola kayarken, hatırlama sırasında yukarı sola kayar, solaklarda ise bunun tam tersi olur. İnsan fizyolojisi kişinin yapılanmasını tanımamızda çok etkilidir.
"İnsanlar denizde karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir."
Anonim