Bazen karşımıza insanı çileden çıkaran sinir bozucu tipler çıkar. İşte onlar:
Uzun zamandır yazmıyordum… Hayatın yoğunluğu almış beni kollarının arasına, bir türlü salmak bilmiyor. Neyse ıkındım – sıkındım ve yoğunluğun kollarının arasından biraz da olsa sıyrılmayı başarıp bu satırları yazıyorum.
Hayat bir mücadele değil. Kabul etmiyorum bunu. Çünkü mücadele ettikçe sürekli mücadele edeceğiniz şeyleri kendinize çekersiniz. İyisi mi “mücadele” yerine, “oyun” diyelim. Bu oyunda bazı konular canımızı sıkabiliyor ama yazarak veya konuşarak paylaşsak ne komik hikayeler çıkar değil mi?
Sinir bozucu insan tiplerini maddelesek, değme senaryo yazarları ne de ilham alır. Buyurunuz o zaman maddelerime:
1. Sosyal medyayı kullanmayı çoğumuz çok seviyoruz. Fakat bazıları bu sosyal medya hikayesini abartıyor. “Haberim yokmuş gibi çek panpa” diyen tipleri geçiyorum ama bu fotoğrafları zorla beğenmeniz için çırpınanlara ne demeli? “Psikopat” olarak niteleyeceğim böyle birini tanıdım. Su içerken, otururken, ayak tırnaklarının ojesi kururken iz çıkmasın diye parmaklarının arasına pamuk tıkayıp fotoğrafını çekerek paylaşan bir kadındı… Tepemde biter, “Niye facebook’umda, instagram’ımda yayımladığım fotoğrafı like etmedin” derdi. Zamanımın olmadığını söylemem de bir işe yaramaz, elimden telefonumu alıp kendi fotoğraflarını like ederdi. Ben de ondan uzaklaşır uzaklaşmaz bütün “like”ları “unlike” a çevirirdim. Ne kadar çok beğenilirsen “kraliçe” olacaksın demişti belli ki birileri… Haklıydı da… Gönlümün “Antipati kraliçesi” seçtim kendilerini ve uzaklaştım.
2. Yolda gördüğünüz bir tanıdığınız sizi çevirip “Aaa kilo mu aldın sen?” derken aslında kendisi bilmem kaç yüzüncü diyetini yapıp 200 kiloluk bedeninden 45 gram verdiği için zayıfladığını düşünüp bunun farkına sizin de varmanızı ister. Hadi gönlü olsun deyip, “Aaa siz de zayıfladınız mı?” dersiniz. Gururla yüzüne bir gülümseme oturur ve üzerindeki penye sıkmaya devam etse de, penyeyi zorla öne doğru çekiştirip boşluk yaratmaya çalışarak “Bak bu bol geliyor” der. E be teyze direkt göbek deliğin bile görünecek kadar sıkan penyenin nesi bol diyemezsin, gülümser ve “senin bedeninden 3 tane ben çıkar” diye düşünürsün.
3. “Gezi Gençliği” olarak kendini adlandırıp, “su bile vermeyen” restoran zincirlerini eleştiren ve bu yerlere gidenleri de gözlerini kısarak aşağılayıcı bir bakışla süzen insanlar da vardır. Buna hiçbir diyeceğim yok ama “Ben o fast food restoranından hiçbir şey yemem! Biz Gezi’deyken insanların biber gazından ciğerleri yandı, o restoran kapılarını açmadı. Protesto ediyorum” dedikten sonra şirketin verdiği günlük yemek parası başka restoranda karnını doyurmaya yetmeyince eleştirdikleri fast food restoranında soluğu alıp menü seçerken gördüğünüz bu tipler, ikiyüzlünün hası, idealistin de yüz karasıdır!
4. Normal zamanda yüzünüze bakmayıp, “Halka” korku filminde televizyonun içinden çıkan kız kadar korkunç ve antipatik olan tipler, işi düşünce en tatlı hallerini takınıp gülerek sizi ararlar ya işte “küfre 5 kala” diye düşünürsünüz.
5. Toplu taşıma aracına bindiğinizde burnunu karıştıran adamın ineceği durağa yaklaştığında kırmızı inme düğmesine basacağını bilmek hiç de içinizi açmaz!
6. Kendisi sutyeninin kopçasına kadar ortalarda bırakacak şekilde dekolte giyen bir hatunun, sizin diz hizanızdaki eteğinize “açık” demesi ile bu insan tipini de öğrenirsiniz.
Bu liste böyle uzayıp gider ama “iyi insanların” olduğu umudu da yüzünüzü güldürür… Umutsuzluğa kapılmaya ne gerek?
*
Seren Muyan
www.gencgelisim.com
