Yeni Düşünce Nasıl Üretilir?

0
1538

Burada yeni bir düşüncenin nasıl yaratılacağına ilişkin bizde pek bilinmeyen metotlardan bahsedeceğim. Amacım profesyonel uzmanlarımıza birkaç hatırlatmada bulunmak.Günümüzde “düşünce yaratma tekniği”nden askerler, sivil toplum kuruluşları ve bürokrasi de yararlanıyor. Fakat asıl uygulama alanı kurumsal şirketler ve marketing.

 

Düşünce hayal kurmakla başlar

 

Önce “düşünce nedir”i açayım. Hemen psikolojideki asıl düşünce fiili akla gelmemeli. Eski tabirle “tefekkür” değil kastettiğim şey.

“Tüş” çoğu Türk diyalektinde “rüya” demek. Yumuşatılmış hali “düş”tür. “Tüş-ünmek” aslında “hayal kurmak” anlamına geliyor. Kırım Tatarlarından Orta Asya Türk topluluklarına kadar “düş” lafının türevleri hep aynı sentaksla kurgulanmış. Burada kastedilen “düşünme fiili” hayal kurmakla başlayan bir süreç. Yabancı dillerde de aynen böyle: Antik Yunancada “eidea” Latince’deki “idea” sözcüğüyle hemen hemen benzer anlamda: “Göz önüne getirip canlandırma” anlamı var içlerinde.

 

Arapçadaki “fikr” (fikir) de bir ölçüde aynı manaya geliyor. Fikri oluşturan şeyin içinde “muhayyele gücü” yani “hayal gücü” var.

Düşünmek insana özgü bir fiil. Emosyonel süreçler ve “idrak” gibi psikojenik unsurlar hep düşünceden doğuyor. İşte anlatmak istediğim şey “yeni bir düşünceyi yaratmak adına düşünebilmenin metodolojisi.”

Olayı psikolojik anlamdaki yerinden ayrıştırmak için çoğu kişi bu faaliyete “fikir oluşturmak” adını veriyor.

 

Düşünce yaratmanın yolu, çok sayıda “düşünce dizisi” yaratmaktan geçiyor. Örneğin “yeni bir ürün” için düşünce ne kadar çoksa “ürün geliştirme” de o nispette kolay oluyor.

 

Önce düşünce ofisiyle işe başlayın

 

İlk hareket “düşünce iklimini” oluşturmak. Buna “yeni düşünceler platformu” adı da verilebilir. Düşünce platformu her şeyden önce sanal değil, gerçekliği olan bir platform.

 

Düşünceyle uğraşan her topluluk için şirketin mimari planında gerçek anlamda bir “düşünce ofisi”nin bulunması gerekiyor. Bu mekânlar “toplantı salonu” olarak anlaşılmamalı. Aksine toplantı salonları yaydıkları enerji ve anımsattıkları imajla düşünceyi engelleyen mekânlar.

 

“Düşünce ofisleri” tercihen “açık sarıya” boyanmış; “gizli ışıklandırılmış” özel tefrişli ve yalnız bu iş için kullanılan salonlar.

Düşünce toplantıları için her kademeden insan seçmek mümkün. Genellikle “Sheldon Tipolojisi”ne göre çeşitli kategorilerden eşit aday seçmenin iyi sonuçlar verdiği görülmüş.

 

Geniş çaplı araştırmalar için uzmanlık alanlarında yetkinliğin göz önünde tutulması gerekiyor. Ancak teknik uzmanlar fikir üretmekte “kalıpsal” davrandıklarından dikkatli olma şartı var.

En iyi fikirleri 40’lı yaşlardaki insanların ürettiği görülmüş. Verimli bir “düşünce komitesi” en az 6 en çok 16 kişiden oluşuyor.

 

Yuvarlak masadan köşeli fikirlere

 

Komite üyeleri her seansta yerleri değiştirilerek yuvarlak bir masa etrafına oturtuluyor. Köşeli masalar ya da “amfi düzeni” tercih edilmiyor. Masa üzerine gazete kupürleri, ilanlar ve rakip ürünlerinin bulunmasında sakınca yok.

Düşünce eyleminin gerçekleştiği mekânlar özel klimatize edilmiş ses yalıtımlı odalar halinde. Bazı araştırmacılar majör tonda çok hafif bir piyano sesinin verimi artırdığı iddiasında. Nefesli ve yaylı çalgıların düşünce üretiminde negatif etkisi var. “Bach” “Schönberg” (Schoenberg) “Debussy” “Paderewski”nin düşünce akışını hızlandırdığı görülmüş.

 

Yapılan çalışma eğer marketing ağırlıklıysa ürün geliştirme sürecine “aracılar” “tedarikçiler” “tüketiciler” de katılabiliyor. Genellikle “yenilik” “farklılık” “fırsat” “konumlandırma” ” restorasyon” “motivasyon” “güdüleme”, “rekabet” “tasarım” gibi onlarca alanda düşünce başlığı oluşturulması mümkün.

 

Düşünce Mühendisliği

 

“Düşünce Komiteleri” kimi firmalarda bir organizasyon sistemi içinde oluşturuluyor. Yalnız sınaî ve ticari şirketler değil; gazeteler, siyasi partiler ve propaganda kurumları da “düşünce komitesi” oluşturabiliyor. Anlam genişliği açısından çoğu kuruluş bu topluluğa “düşünce kulübü” adını veriyor.

Örneğin pazarlama alanında fikir üretimi yapılacaksa “moderatör”ün tercihen “pazarlama psikologu” olması isteniyor. Bir anlamda uzmanlaşmış düşünce mühendisleri bunlar. Düşüncelerin bilinçaltından sezgi yoluyla nasıl açığa çıkarılacağını biliyorlar.

 

Bir oturumun 45 dakikayı geçmemesi lazım. Alkol ve sigara yasak, kafein serbest.

Ürün arama ve değerlendirme (product search and evaluation) konusundaki düşünce toplantılarında film ve gösteri materyalleri de kullanılıyor. Her yeni fikir özel bir simülasyon tekniğiyle görüntüye alınıp kaydediliyor ve sürekli tekrarlanıyor. .

 

Yeni düşünce üretimi için bazı teknikler

 

Yardımsever tüketiciler (helpful consumers) metodu: Önce tüketiciler dinleniyor tartışmalar kaydediliyor. Tek taraflı görünmez camlı mekânlarda reaksiyonlar izleniyor; sonra yaratıcı seans başlıyor.

 

İhtiyaç Tanımlaması: Bilimsel gelişmeler, tüketici eğilimleri ve pazar araştırmalarına ait çeşitli argümanlar önceden konsey üyelerine gönderiliyor. Yenilik toplantılarına zemin hazırlanıyor ve çalışma başlıyor.

 

Levey Kuramı: Önceden hazırlanmış serbest düşünceler tek bir havuzda toplanıyor. Yaratıcı seanslarda eleştiri olmaksızın üretim yapılmaya çalışılıyor. Bu uygulamaya “koşullu çağrışım yöntemi” de deniyor.

 

Swot Analizi Yöntemi: Kurumun güçlü ve zayıf tarafları dikkate alınarak yapılan öneriler düşünce yapısına dönüştürülüyor. Yenilik açısından sınırlı olduğu iddiaları var.

 

Beyin Fırtınası (Brain Storming): 1970’lerde moda olmuş ve yine aynı yılların sonunda popülaritesini kaybetmiş bir düşünce modeli. “Serbest çağrışım” yöntemini içeriyor. Şimdi daha çok reklâm endüstrisinde kullanılıyor.

 

Osborn Tekniği: Beyin Fırtınası’nın mucidi “Alex F. Osborn” tarafından geliştirilmiş farklı bir teknik. Her özelliğin zıddı düşünülerek çağrışımlar yaratılıyor. Tüm fiil sözcükleri yeni bir fikrin kapısını aralıyor. Özellikle yeni ürün geliştirilmesinde yararlı sonuçlar verdiği görülmüş.

 

Biçimsellik Yöntemi: “Fritz Zwicky” tarafından geliştirilmiş. Geometrik veya düzlemsel kaotik şekillerin beyin gücünü harekete zorlamasıyla yeni fikirler üretiliyor. Sınaî yenilikler ve tasarımcıların kullandığı bir teknik.

 

Kapalı Kutu Yöntemi: “Arthur D. Little” tarafından geliştirilmiş bu teknikte mevcut ya da olası ihtiyaçların neler olduğu ortaya konuyor. İhtiyaçların nasıl değiştirilebileceğine ilişkin düşünceler alınıyor ve yenilik bu duruma göre konumlandırılıyor. Yeni ürün geliştirme ve politika alanlarında iyi sonuçlar verdiği görülmüş.

 

Filtre Yöntemi: Tüm fikir ve düşünceler bir havuzda toplanıyor. Sonra bu fikirleri çürütecek anti tezler yaratılarak düşünceler berraklaştırılıyor. Askeri stratejide ve pazarlama politikası oluşturulmasında değişik adlarla kullanılan bir teknik.

 

Simülasyon Tekniği: Varılması gereken hedeflerin ileri bir zaman dilimi içinde canlandırılması yapılıyor. Konsey üyeleri bu ortamı sanal olarak yaşayarak yeni fikirler üretiyor. Daha sonra düşünceler etraflıca tartışılıp karara bağlanıyor.

 

Yenilenen Seri Teknikler: Düşüncelerin “fırsatçı fikirler” üzerinde yoğunlaştığı bir teknik. Yüksek kâr ya da yarar sağlamayan fikirler hemen elimine ediliyor. Moda mallar ile medyanın tiraj almak amacıyla uyguladığı bir yöntem. Düşünceler yalnız birer kez kullanılabiliyor.

 

Yazar: Nur Demirok

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız