Rüzgâr mısınız Yoksa Yaprak mı?

0
849

Ya rüzgârsınızdır ya da rüzgârda oradan oraya savrulan yapraksınızdır. Rüzgârın ne tarafa eseceğini biliyorsunuzdur ya da rüzgârın belirlediği yönde bilinçsiz bir şekilde sürükleniyorsunuzdur. Ne olursa olsun ne yapacağınızı kendiniz belirliyorsunuz. Bir ressam gibi her ayrıntıyı siz çiziyorsunuz tuvale. Ben geçmişe göz gezdirdikten sonra üstünü karalıyorum.

Bugünün üzerine güneşi çiziyorum. Yarını sadece tasarlıyorum. Geçmişi karalamayıp yanına bugünü çizsem geçmişteki başarılarım benim kendimi daha serbest bırakmamı sağlıyor.

Hâlbuki çok daha iyilerini yapabilirim. Başarısızlıklarımın ise sürekli bugünümün yanında durmasını istemiyorum. Geleceği bir manzara gibi ayaklarımın altında çiziyorum.

Siz o resmi nasıl çiziyorsunuz acaba?

Sürekli olarak bir hedefe ulaşmayı ya da vazgeçmeyi seçiyorsunuz. Her aldığınız karar sizi farklı bir yere götürüyor. Bu iki seçimden birini yaptığınızda önünüzdeki yollar bir anda ayrılıyor. Bu anlar ve kararlar hayatınızı belirleyici oluyor. Başaranlar tam vazgeçerken başarmaya karar vererek başarılı oluyorlar. Diğerleri ise o zor durumdayken içlerindeki kıvılcımı uyandıramadıkları için başarısızlığa mahkûm oluyorlar ve vazgeçiyorlar.

Hayata damgasını vuranlar yüzlerce başarısızlığa rağmen başarı peşinde koşmaya devam edenler oluyor. Kendi rotalarını kendileri belirliyorlar. Esebildikleri kadar çok esip tüm yağmur bulutlarını geçmeyi başarıyorlar. Başarının son başarısızlığın ardından geleceğini biliyorlar. Diğerleri ise sürekli vazgeçtiklerinden rast gele bir evin balkonuna düşüyorlar, ne yapacaklarını bile bilmeksizin. Birileri de sonradan onu alıp tekrar gökyüzüne doğru salıyor. Bu, bu şekilde devam edip duruyor. Gördüğümüz gibi ne yapacağımıza karar verebiliriz.

Kendi beynimiz ve aklımız var.

 

İlk kararınız ağzınızı kapatıp gözlerinizi ve kulaklarınızı açmak olsun. Bu tavsiyeye uymanız için bir hatırlatma olarak aşağıdaki sözü büyük harflerle yazıp her gün görebileceğiniz bir yere asın:

“DÜNYAYA NE YAPMA NİYETİNDE

OLDUĞUNUZU SÖYLEYİN.”

 

Bu hedefe ulaşma yolunda tüm kararlılığımızla mücadele etmeliyiz. Socrates’in kişisel kararlarından vazgeçmek yerine zehir içme kararı çok cesurcaydı. Zamanı bin yıl öteye götürmüş ve o zaman doğmamış olan insanlara konuşma ve düşünme özgürlüğü vermişti.

 

www.gencgelisim.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız